Kimse kusura bakmasın,

Bu operasyona bakış açım biraz farklı olacak.

Hele hele ABD'nin iki numarasının Türkiye'ye gelme arifesinde,

Olması benim biraz midemi bulandırdı.

Ama öncelikle belirtmek gereken bir iki konu var.

Daha önce yazılarımda belirttiğim gibi,

Türkiye'nin,

Rusya ile

Esat ile İran ile barışma işbirliği yapma konusu.

Görünen o ki bu temaslar iyi yolda ilerliyor.

Kaynaklarım, Ruslar'ın tavsiyesi ile bir TÜRK siyasi-istihbarat ekibinin görüşmeler yapmak üzere,

Ve de bazı temaslar bulunmak üzere Şam'da olduğunu fısıldadı.

Bu güzel bir şey.

Zararın neresinden dönersek kardır.

Kör topal,

Türkiye'nin çıkarlarının tam aksi yönünde yürüyen Suriye politikası anlaşılan,

Yavaş yavaş rayına oturmaya başladı.

Ancak her ülke kendi çıkarını gözettiğine göre,

Türkiye'de bölgesel çıkarlarına göre hareket etmeli,

Müttefiklerini ona göre belirlemelidir.

Türkiye'nin bu aşamada Suriye ve de Ortadoğu bölgesindeki çıkarları,

Stratejik dost dediğimiz aslında,

Stratejik düşman olan ABD ile taban tabana zıttır.

ABD PKK'ya destek vermektedir.

ABD, PYD' ye destek vermektedir.

ABP bir KÜRT KORİDORU inşa peşindedir.

ABD bir KÜRK DEVLETİ kurma peşindedir.

Hal böyle olunca bizim Suriye ile Rusya ile İran ile hatta ÇİN ile birlikte hareket etmemiz çıkarlarımız doğrultusundadır.

Olaya bu pencereden bakarsak bizim bölgedeki düşmanımız,

Bütün bu oluşumlara destek veren her türlü alçaklığın arkasında olan ABD ve de PYD"dir.

Vuracağımız,

Yok edeceğimiz,

Ezip geçeceğimiz öncelikli hedef PYD olmalıdır.

Tamam, İŞİD kanlı bir örgüttür. İnsan kafası kesmekte, yobaz bir yönetim şekli dayatmaktadır.

Ancak biz saldırmadığımız müddetçe bizimle pek işi gücü olmamaktadır.

İşin ilginç tarafı bu İŞİT, PYD ile savaşmakta,

Yakaladıkları PKK'lıların kellesinin uçurmaktadır.

Düşmanımın, düşmanı dostumdur deyişinden hareketle, bizim saldırı hedefimiz İŞİD'den çok, PKK -PYD olmalıdır.

Cerablus'a girmemiz.

O bölgeye kontrol altına almamız,

Kürt koridorunun önünü bir nebze olsun kesmemiz güzel bir şey.

Ancak saldırı gücümüzü savaş gücümüzü PYD' ye yöneltmediğimiz müddetçe de bu pek anlamlı olmayacaktır.

ABD'ye artık tarafını seçme konusunda net mesajlar verilmelidir.

Çünkü onlar İHANET KALLEŞLİK mesajlarını zaten bize net olarak veriyorlar.

Darbenin arkasında oluyorlar,

PKK'ya silah veriyorlar.

PYD'yi ordu haline getiriyorlar.

Ve ülkemizin bu kadar karışık duruda olmasının,

Birilerinin kanlı darbelere kalkışmasının tek sebebi ABD'dir.

ABD iç işleri ile meşgul olan kafasını kaldırıp sınırlarında olanları göremeyen,

Ordusu perişan, siyasetçisi sinmiş bir TÜRKİYE istemektedir.

Onun için bu FETO çıkmazından ne kadar erken sıyrılıp hayati çıkarlarımıza yönelik işlere dönersek o kadar iyi olacaktır.

Özetle dostlar İŞİD"in bizden TOPRAK talebi yoktur.

Bize saldırma gibi bir niyeti de yoktur.

Ama, ABD destekli PYD'nin hem Birleşik Kürdistan hedefi vardır,

Hem de toprak talebi vardır.

Kurucusu, finansörü destekleyicisi de ABD'dir.

Sadede gelirsek şu anda başlatılan operasyonun temel hedefinin İŞİD olması biraz BİDEN'in gelişi öncesinde ABD"ye YARANMA hareketi gibi görüyorum ve de tasvip etmiyorum.

Keşke o gittikten sonra yapsaydık,

Ve temel hedefimizin PYD ve arkasında duran güçler olduğunu söylesek, mesajımız çok daha net olurdu.

Özetle bir Suriye kadar olamadık.

Onlar YOK, BİTAP halleri ile PYD'yi vuruyor.

Biz ise hala havanda su dövüyoruz.