Bir garip dolandırma hikâyesi.

Pek dolandırma da diyemeyiz.

Ne de olsa, aynı ile vaki hikâye alan razı satan razı.

Efendim, hikâyemiz, müsikisinas Yusuf'un Bodrum'a gelmesiyle başlar.

Ortakent'te bahçe içinde restoran açan Yusuf ilk çengeli bankacıya atar.

Yusuf genç memura;

" İzmir'de arsa sattım, 8 trilyon para gelecek, bana senin gibi işlerimi takip edecek biri lazım" der.

Genç memur bu teklife balıklama atlar.

Yalnız Yusuf'un bankacıdan bir isteği vardır:

" Para işi aramızda kalsın, kimse duymasın."der

Bankacı, istifa edip, restoranda işe baslar.

Patronun gözüne girmek için ayağının tozu ile paradan nasıl para kazanılacağını araştırmaya baslar.

Araştırma yaparken de gözüne uyku girmez.

Dile kolay.

8 trilyon lira.

" Çeşme akarken yararlanırım" diye düşünür.

Yusuf, Birkaç gün sonra bankacıya, paranın gelişinin biraz gecikeceğini, kısa vade için kredi lazım olduğunu söyler.

Bankacı hemen bankaları dolaşır.

Bu arada 8 trilyon lira geleceği kulaktan kulağa yayılır.

Herkes Yusuf ile dostluk kurabilmenin yollarını aramaktadır.

Tefeciler, Yusuf"un para aradığını duyarlar.

Restoran, 8 trilyondan nemalanmak isteyenlerle dolar, taşar.

Yusuf, müziği sevdiği için, sahnede her gece para kokusu alan sanatçılar vardır.

Tuzağa ilk düşen, deniz kenarında arsası olan bir uyanık olur;

"Tanıdığım biri var, senin para işini halledelim " der.

Tefeci, restorantta gelmeden önce uyanık Bodrum'lu;

" Faize benim içinde aylık yüzde 2 koy" der.

Pazarlık yapılır.

750 bin lira lazımdır' 'ödeme uç ay sonra, para geldiğinde yapılacaktır.

Rakamda anlaşılır.

Tefeci ipotek ister.

Yusuf,"

" İpotek veremeyeceğini, para gelince ödeme yapacağını, erken ödeme halinde indirim istemeyeceğini" ifade eder.

Tefeci, ipotekte ısrar eder.

Yusuf, inandırıcı olmak için;

.........bankası müdürüne gitmelerini, paranın gelip gelmeyeceğini sormalarını, söyler.

Uyanık Bodrumlu kolay para kaçmasın diye tefeciye;

" Benim arsaya ipotek koyabilirsin " der.

Anlaşma kısa sürede çözüme kavuşur.

Uyanık Bodrumlu arsasını ipotek eder, Yusuf, parayı alır.

Paranın alınmasında bankacının katkısı büyüktür.

Yusuf genç elemanı mutlu etmek ister:

" Seni çok sevdim, buralardan bir ev bak da, sana hediye edeyim" der.

Bankacı sevinçle haberi 7 Aylık hamile eşine vermek için eve koşar.

Yusuf ertesi gün önceden tanıdığı mimari arar ve bir arsa alacağını,

ev yaptırmak istediğini söyler.

Mimara 8 trilyon paranın geleceğini Yusuf değil, kaşla göz arasında bankacı söyler.

Yusuf, Ortakent'te içinde ev olan bir arsanın satışı için anlaşır.

Mal sahibi de 8 trilyon lirayı duymuştur.

Yusuf, fazla pazarlık yapmaz, az para, geri kalanı senet olmak üzere arsayı alır ve mimara teslim eder.

Mimar, çizilen ve Yusuf, tarafından onaylanan projeye uygun olarak, arsa içindeki evi yıkar.

Bankacı, kendisine ev alacağı için baba gibi güvendiği Yusuf'a

Ufak sıkıntıları atlatsın diye, eşinin doğumu için bir kenara ayırdığı parayı da verir.

Arsasını ipotek ettiren uyanık Bodrumlu bu defa da minibüsünüz satıp, parayı Yusuf"a" verir.

Mimar, yıkım sonrasında inşaata başlamak için para ister.

Yusuf, bugün yarın, diyerek oyalar.

Ev satışı için bankaya para gelmez.

Müteahhit bankaya gidip müdür ile tartışır.

Müdür, 8 trilyon hikâyesini doğrular, hatta birkaç güne kadar 8 trilyon gelecek, diye müteahhidin gönlüne su serper.

Mimar parayı alamaz.

Tefeciye olan borç ödenmez.

Uyanık Bodrumlu denize sıfır arsasından olur.

Yusuf, uyanık Bodrumluya, kafasını takmamasını para gelince arsanın gerçek değerini ödeyeceğini söyler.

Yani, 2 trilyonun üzerinde ödeme yapacaktır.

Uyanık Bodrumlu gidiş gelişleri sırasında Yusuf'un kuşlarına bakar, kümeslerini temizler.

........bankasının müdürü Yusuf'tan gelen telefon üzerine Merkez'den bankaya 2 trilyon nakit ister.

Para, zırhlı araç ile gelir.

Ne yazık ki, Yusuf'un söz verdiği para bankaya gelmez.

Müdür, merkeze mahcup olduğu gibi, paranın bir gecelik repo bedelini cebinden öder.

Yusuf, müdüre noterde bir aksilik olduğu, paranın gelmesinin bir hafta gecikeceğini,

para geldiğinde zararını telafi edeceğini ifade eder.

Bu arada müdür karısına kendi adına kredi kullandırıp, bu paraları da alır.

Yusuf'a elini uzatan kolunu kaptırmaktadır.

Para bir türlü gelmez, ama cazibesi nedeniyle pek çok kişi Yusuf'a para kaptırmaya devam etmektedir.

İsten çıkarttığı bankacının karısı doğum yapacaktır,

Genç eleman emanet verdiği parayı ister, Yusuf, parayı vermediği gibi onu işten kovar.

Elbette ev alma tamamen hayaldir.

Mimar parayı alamaz.

Mimarin çalıştırdığı ustalar ve işçiler kapısından ayrılmaz.

Banka müdürü ve karısı aldıkları kredilerin ödemeleri yapılmayınca evlerine gelen icralar nedeniyle işlerinden ayrılırlar.

Müdür, karısından da ayrılır.

Yusuf, bu arada Restoranı kapatıp, Bodrum merkezde bir bar acar.

Para, gene birilerinden alınır.

Alacaklıların bazıları ellerindeki senetleri mahkemeye verir.

Yusuf'un hakkında tutuklama kararı çıkar, emekli bir güvenlikçi araya girer,

Yusuf'a kefil olup, ödeme garantisi vererek 15 günlük süre alır.

Süre geçer ödeme olmaz.

Emekli güvenlikçi de attığı imza nedeniyle borçlardan sorumlu olur.

Güvenlikçinin hali nedir!

Bilmiyorum.

Fazla uzatmayalım.

Yusuf su sıralar Bodrum'da değil.

Para işini halletmek için İzmir'e gittiği söyleniyor!

Açtığı barda haciz işlemi nedeniyle elinden gitti.

Son duyum ise, Yusuf'tan para almak için giden bileği kuvvetli ağabeylerin, ufak tefek de olsa Yusuf'a para yardım yaptıkları!

Yani tahsilâtçı ağabeyleri bile ona kıyak yapmış!

Yani, Yusuf'un keyfi yerinde.

Cezaevine girmiyor.

Alacaklılar üzerine fazla gidemiyor.

Üzerine gidenler de, paralarını alamıyorlar.

Kıssadan hisse; Bodrum' da sakın ola 8 trilyon param var, diyenlerin yanında fazla durmayın.