BU ABD Doları sinsi bir kanser gibi. Hareketlendikçe yayılıyor her yere. Gözümüz ister istemez TV ekranının sağ alt köşesindeki para hareketliliklerine takılıyor. Refleks halini aldı adeta. Kuruşun kuruşuna kadar dikkat kesiliyoruz. Her yükseliş diken gibi batıyor içimize. Neden batıyor diye soramayız. Artık biliyoruz dolar yükselince başımıza neler geleceğini. Bakın otogaz litresi 4 lira bandını zorluyor. Mazot ve benzin merdivenin basamakları gibi. Bir iniyor, üç çıkıyor. İki iniyor, beş çıkıyor. Petrol piyasası 65 dolar seviyesinde. Dolar ve petrolün en küçük hareketliliği tüketimimize direkt olarak etki yapıyor. Üretimi de etkiliyor elbette. 
 
Sanayi maliyeti artıyor. Nakliyeyi zorluyor. İthalattaki makası açıyor. Her ne kadar ihracata katkısı olsa da satacağımız ürüne bağlı bu oran. Elektrik ve doğalgaz gibi enerji ile de doğru orantılı olduğunu çok iyi biliyoruz artık. 
 
Burnunu kaldırdı
 
Dün enflasyon oranları açıklandı. Çekirdek enflasyonda düşüş var. 19.67 rakamını selamlayacak duruma geldik. Ancak dolar 5.38 küsur. Burnunu kaldırdı. Her ne kadar İngiltere'den gelen sermaye nefes aldırdıysa da AB bölgesindeki ekonomik daralma bizim en büyük sorunumuz. 
 
İtalya borçlarıyla didişiyor. İspanya'da kriz artıyor. Almanya, ABD ve Çin'den etkilenmiş durumda. Euro bölgesindeki ekonomik yapı ihracatımızın moral alanı. Avrupa'da yağmur yağsa, biz burada ıslanacak durumdayız. Euro 6.12 bandında. 6.08'den atak yaptı ama hızı oldukça yavaş. 
 
Neden rahatsızız doların atağından?.. Çünkü atakları taşikardi gibi 5.40 ve hatta 5.50 barajında tutulmaya çalışılıyor. Merkez Bankası önlemlerini alsa da Çin-ABD ticaret savaşı Asya ve Avrupa'yı sallıyor. Türkiye olarak iki kıtanın ortasında oluşumuz bu sallantıda bizi daha çok rahatsız ediyor. Çin-ABD soğuk ticari savaşının duraklanmasını gözlüyoruz. Çin, geri çekilip küçülme kararı aldı. ABD Merkez Bankası fikir değiştirip faizleri yükseltmeme yolunu tercih etti. Piyasalara para akışı başlayabilir. Dünya ekonomisi de bunu bekliyor. Bu kararlar bizi nasıl etkileyecek, göreceğiz.
 
Döviz oynak tansiyon gibi 
 
Ama Türkiye gibi enerji bağımlısı ülkelerde oynak döviz, oynak tansiyon gibi sersemleştiriyor. Dün açıklanan rakamlar gelecek için umut verici. Tanzim satışları, fiyatların kontrol altına alınması, taze meyve ve sebze fiyat artışının şubat ayında yüzde 1.78 gibi mükemmel bir seviyeye indirilmesine neden oldu. Hele de 5 ay aradan sonra. Enflasyonun yüzde 20'nin altına çekilmesi, yeni ekonomik programda hedefi yüzde 15 olarak gösterecek. 
 
Piyasada para dönmüyor.  Tasarruf kendiliğinden oluştu. Pazarı hareketlendirmek için yapılan iyileştirmeler, banka faiz oranları veya kredi kart taksitlendirmeleri, ÖTV ve KDV fedakarlıkları çok da katkı sağlamış görülmüyor. 
 
Vatandaşın borç korkusu önlemli yaşamasına neden oluyor. Harcama zorluğunun yanı sıra gelecek korkusu konut ve oto satışlarında büyük etki yarattı. 
 
Adeta satış yok gibi. Emlakçı ve galericiler zorunlu tatilde sanki. Oto piyasasında ikinci el daha gözde. 2019 model araçlar elde kalmış sayılabilir. Konutta ise korku ile nakit sıkıntısı, cazip banka kredilerini bile boşa çıkartıyor. 
 
Allah'tan günler uzamaya, havalar ısınmaya başladı. Ama yine de dolardan tedirgin yaşıyoruz. Psikolojik bariyer yıkılmaz umuduyla haftaya başlıyoruz.