O bir bilge.

Günümüzün,

Türk dünyasını kafasına koymuş,

Her şeyi öğrenip,

Biz “TÜRKLÜK” bilgisine aç dostlarına,

Bilgi sunmayı kendine görev edinmiş,

21.yüzyıl Dede Korkut”u.

Türkçülerin aydınlık yüzü.

Günümüzün modern evliya çelebisi.

Gönül dostları Prof. Dr. Orhan Gedikli Hocamızdan bahsediyorum.

Son yıllarda, Türkiye ile Orta Asya arasında mekik dokuyan.

TÜRK”ÜN  birçok,belgeseline imza atan,

Bizi heyecanlandıran,

Gururlandıran melek yüzlü bir hocamız.

 Orhan Gedikli  ile sohbetteyiz.

Önümüzde Urfa işi dürüm,

Konuşuyoruz.

Son seyahatini.

Hocamız 12 kişilik ekibi ile

Ejder Turizmin, Ejderleri olarak,

Doğu Türkistan ve Çin’deydi.

Tanrı dağının eteklerinde,

Kürşat”ın ruhunun gezdiği dağlardaydı.

Urumçi”deydi,

Turhal”daydı.

Antik Türk kenti Koçu”daydı,

Hotan”da,Yarken”de,Kaşgar”daydı.

Tanrı Dağının eteklerinde,

2 bin kusur metre yükseklikteki,

Cennet gölünde konakladı.

Gece, Agustos ayında, sıfır derece sıcaklıkta,

Cennet Gülü kenarında Yurt”larda Tanrı Dağının ayazını yaşadı.

Çin zulmü altında ezilen,

Özgürlüğü için bedeller ödeyen kardeşlerimizle,

Dertleşti.

Onların sesi soluğu,

Ruhu oldu.

Evet, gönül dostları,

Türkistan, Türkiye demek.

Aradaki binlerce kilometre uzaklık hiç önemli değil.

Urumçi”ye giriyorsunuz, sanki Türkiye”desiniz.

Sokaklar kurtlar vadisi resimleri,

Muhteşem yüzyıl posterleri,

Türk Bayrakları ile süslü.

Televizyonların yüzde doksanı TÜRKİYİ” YE programları ile dolu.

Hep bizi seyrediyorlar.

Çünkü Türkiye onlar için,

Koruyucu bir ülke,

Lider bir TÜRK yurdu.

Güvenebilecekleri bir anavatan.

İçleri hep TÜRKİYE’NİN özlemi var.

Kebapları ile
Türkistan pilavları ile

Mantıları ile

Bizden bir farkları yok.

Tek farkları,

Esaretlerinin devam etmesi.

Orhan Hocam dostları ile

Kandaşları ile birlikteyken,

Tanrı Dağının eteğinde,

Atilla’nın, Cengiz Han”ın,

Bilge Kağan”ı.

Oğuz Kağan”ın,

Alparslan’ın,

Bir zamanlar at koşturduğu,

Dünyayı titrettiği toprakların,

Ana hattında bir tek şeyi düşündü;

Büyük TÜRKÇÜ,

Nihal Atsız Hocamızı.

Hocamız 1952’yılında,

Türkçüler Ocağında verdiği bir konferansta,

Tanrı dağından bahsettiği için,

Türk yiğitlerinden,

Esir Türklerden bahsettiği için,

Zamanın milli eğitim bakanının hışmına uğramıştı.

Turancılık Hortladı diyen bu zat,

Tevfik İleri denen zevat,

O büyük TÜRKÇÜ”yü Haydarpaşa lisesindeki görevinden alarak,

Süleymaniye kütüphanesine,

Arşiv memuru yaparak cezalandırmıştı.

Aslında yapılan, TÜM TÜRK sevdalılarının cezalandırılmasıydı.

Ne hikmettir bilinmez,

Birileri TURAN;

TÜRK dendiğinde,

Rahatsız oluyorlar.

Dünyada ki tüm TÜRKLERİN birleşmesinin,

Kime ne zararı olabilir ki!

Düşmanlarımızdan başka.

Ve Hocamız, iyi bir TÜRKÇÜ,

İyi bir TURAN neferi olarak,

Tanrı dağının eteğinde,

Bu TÜRK insanına,

Nihal Atsız”a dualarını

Ve de teşekkürlerini sunmayı ihmal etmedi.

Evet, Orhan Gedikli Hocamız,

Kara yazgılı bu diyarımızı,
Bu ATA toprağı ulu yurdumuzu karış karış gezdi.

Bölge öyle bir bölge ki!

Çin”e bırakılmayacak kadar değerli,

Biz Türklerin vazgeçemeyeceği kadar,

KUTSAL bir ATA toprağı.

Çin”in meyvesi buradan,

Sebzesi buradan,

Tahılı buradan,

Elektriği,

Petrolü,

Doğalgazı buradan.

Özetle tam bir sömürü düzeninin parçası.

Türk çocukları belli bir sınıfa kadar Uygurcayı öğreniyorlar,

Sonra varsa yoksa Çin”ce.

Dünyanın en zor,

En garip dili.

Sokaklar eli sopalı,

Değnekli ÇİN polisleri ile dolu,

Biraz başını kaldırırsan,

Başına gelecekler belli.

Özetle 1940’yıllardan beri,

Çin”in demir postalları altındalar.

Bölgede 36 milyonluk bir UYGUR TÜRK nüfusu var.

Dünyayı titreten,

Ya hürriyet,

Ya ölüm sloganını kendine düstur edinen

Atalarının ruhlarının huzurunda.

Esareti yaşıyorlar.

Kaşgar”lı Mahmut,

Yusuf Has Hacip gibi üstatların memleketi,

Türklüğün medeniyet yuvası,

Şimdi kendi dilini bile öğrenmekten yasaklı.

Öyle bir Ülke ki,

Çin”in öğündüğü üç harika eserden birine imza atmış,

Çin Seddi ile bilmem ne! Barajı Çinlilerin.

Ama Turhal Vadisinde çağın önünü geçilerek yapılan,

Su tünelleri ÇAĞ ötesi bir eser.

Evet, gönül dostları,

Orhan Hocamız anlatıyor,

Biz heyecanlanıyoruz.

Çünkü Ata toprağını anlatıyor,

Karlar içindeki Tanrı dağını anlatıyor,

Başında BÖRK”Ü,

Elinde kılıcı,

Çin sarayını basan,

O yiğidi,

O kahramanı,

KÜRŞAT”IN memleketini anlatıyor.

ERGENEKON”U anlatıyor.

Şimdilerde adı terörizmle eşdeğer tutulan,

TÜRK”ÜN en önemli destanının oluştuğu,

Ata yurdunu anlatıyor.

Heyecanlanmamak elde mi?

Dilimiz damağımız kuruyor.

Niçin biz de gidemedik diye hayıflanıyoruz.

Ama seyahat bizim kesemize göre değil.

2–3 bin Euro”luk bir gezi,

Bizim bütçemizi sarsar,

Sonuçta çocuk okutuyoruz.

Eh artık ileride bir belgesel ekibi fonu çıkarsa(!),

Bizde ATA yurdumuza yelken açar,

Kımızımızı yudumlar,

Tanrı dağlarında,

Dağ kartallarının eşliğinde,

Dünyanın en yiğit,

En kahraman insanlarının yaşadığı,
Ata yurdumuzun havasını soluruz.

Evet, dostlar ATA yurdumuza doğru sanal da olsa bir yolculuk yaptık.

Bize bu yolculukta anlatımı ile Orhan Gedikli Hocamız,

Rehberlik etti.

Ha bu arada,

Hocamız bana muhteşem bir hediye getirmiş.

Soracaksınız;

Tanrı Dağından ne hediye gelir diye!

Basit…

Sormaya bile gerek yok.

Ata toprağı,

Tanrı dağının,

Üzerinde TÜRK kahramanlarının,

Gezdiği,

Yiğitlerin yemek yiyerek,Çinlilere dünyayı dar ettiği o toprak.

TANRI DAĞI toprağı.

Evimin en nadide köşesinde yerini aldı.

Baktıkça, ne kadar kahraman,

Yiğit bir ulusun evladı olduğumu hep hatırlayacağım.
IRKİ özürlüler unutturmaya çalışsa da,

TÜRKLÜK şuurumuz hep ön planda olacak olmalı.

Ve dostlar bu şuuru TÜRK olan herkesin hissetmesini istiyorum.

Çünkü bu günlerde,

Cihana hükmetmiş,

En çok devlet kurmuş,

Avrupa’yı titretmiş bir ulusun,

TÜRK tanımlanmasını,

Birileri anayasadan bile çıkarmaya çalışıyor.

Ne günlere kaldık YA RABBİM!

Her şeye rağmen,

Orhan Hocam resimli belgeselini büyük bir heyecanla bekliyorum,

Ve ekliyorum ”TANRI TÜRK’Ü KORUSUN”.