Akil adamlarımız, uzmanlarımız,
Milli istihbarat birimlerimiz,
Özetle dış düşmanlar ve dış politikalar konusunda ilgili ve de bilgili olan üstatlarımız,
Oturmuşlar öncelikli düşmanlarımızı belirlemişler.
Ve ilk beşin içine de Yunanistan’ı oturtmuşlar.
Neden?
Çünkü Yunanistan’ın Megali İdea diye düşmanca TÜRKİYE hedefleri var.
Nedir bu stratejik hedefleri;
“Megali İdea kısaca Yunanistan'ın Bizans'ı en parlak dönemine geri getirme ideolojisidir”.
Maddeleri ise şöyledir”
1. Yunanistan bağımsızlığını ilan edecektir.
2. Batı Trakya ve Selanik Türklerden ne pahasına olursa olsun alınacaktır.
3. Ege Adları Yunanistan’a verilecektir.
4. 12 adanın tamamı Yunanistan’a verilecektir.
5. Batı Anadolu Yunanistan’a verilecektir.
6. Pontus Rum Devleti kurulacaktır.
7. Kıbrıs tamamen Rumlara bırakılacaktır.
8. Girit, İmroz ve Bozcaada Yunanistan’a verilecektir.
9. Son olarak İstanbul Türklerden alınarak Bizans İmparatorluğu yeniden
Kurulacak ve “Megali İdea” gerçekleşecektir.
Bu hedefler doğrultusunda PALİKARYALAR,

 

İstanbul’un hala kendilerinin olduğunu sanıyorlar ,hayal ediyorlar.

Yunanistan’da, İstanbul’un adı hala Kostantinapolis olarak geçiyor.
İngiliz ve Avrupa destekli Yunan’ın Anadolu’yu işgal planı,
Ve yaşadığı büyük hüsran,
İzmir’de denize dökülmeleri hep bu hayallerin sonucudur.
İşte bu haklı gerekçelerle akil adamlarımız,
Yunanistan’ı DÜŞMAN statüsüne almışlar.
Ne kadar haklı olduklarını şimdilerde net olarak görüyoruz.
Yunan bizim en çok dikkat edeceğimiz bir numaralı düşmanımızdır.
Vesselam.
Hal böyle iken AKP, iktidara geldiğinde ilk olarak ne yaptı?
Milli güvenlik belgesinden Yunan’ın düşman olduğu ile ilgili,
Öncelikli paragrafı çıkardı.
Bunu niye yaptı?
Annan planını Kıbrıs’ta Türk Halkına niçin kabul ettirdiyse,
Onun için yaptı.
Türk kahramanı, mücadele adamı, Rauf Denktaş’ı niçin horlayıp,
İkinci plana attıysa onun için yaptı.
Rum’u çok iyi tanıyan bu efsane lidere adam gibi bir devletin yapmaması gerekeni yaptı.
Hadi buna devlet yaptı demeyelim.
AKP’nin garip politikaları yaptı diyelim.
Sonuçta ne oldu?
Mustafa Akıncı diye bir aşırı solcu adam geldi.
Rum tarafının sözcüsü oldu.
Şimdiler de AKP onu da beğenmiyor.
Klasik devlet politikalarına geri döndüler.
Bu dönüşümde MHP ‘e destekli Cumhur İttifakına, Devlet Bahçeli’nin,
Desteği ve de MİLLİ düşünce ve telkinlerinin etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Burada söylemek istediğim, aldatıldık, yanıltıldık, kandırıldık gibi pişmanlık söylemlerinin
Devleti yönetenlerinin literatüründe olmaması gerektiğidir.
Lider kişi önünü gören, strateji bilen, öngörüsü yüksek olan,
Ve de dünyayı iyi tanıyandır.
Bunları bilmezsen, günlük kararlarla aylık politikalar strateji belirlersen,
İşte Yunanistan gibi 10 milyonluk batık bir ülke,
Bir gün karşına dikilir, Anadolu’yu işgal etmekten bahseder.
Dış siyasette devlet politikası izlemen gerekirken,
Dini referanslı bazı politikalara döner, Müslüman Kardeşler kuşağı hayal edersen,
Bunu sana yedirmezler,
Böylece etrafında dost kalmaz,.
Üstüne üstlük yanında durması gereken Müslüman ülkeleri bile kaybeder,
Tek başına cascavlak etrafında dostun olmadan dolaşırsın.
Bir de Filistin meselesi var.
Filistin, Filistin tamam da, yeter artık!
Biraz da Türkiye’nin menfaatlerini içeren hedeflere dönelim.
Filistin meselesine biraz da kandaşı olan Arap Ülkeleri ilgi gösterse olmaz mı?

FRANSA

Bu günlerde başımıza bir de Fransa belası çıktı.
Eski sömürgeci günlerine dönmek isteyen, silah satmak isteyen,
Kendi ile alakası olmadı halde,
Libya’da, Cezayir’de Ortadoğu’da, Arap yarımadısında, Afrika’da etkinlik kazanmak isteyen,
Fransa, Amerikalılar tarafından Libya’dan kovulan Fransa.
Yunan’a destek için Akdeniz’e uçak gemisi gönderiyormuş,
İyi de uçak gemileri büyük denizler içindir.
Akdeniz de koruması zor olan bir gemidir.
Stratejik olarak savaşta çok bir şey ifade etmez. Kolay hedef olur.

Burada amaç ne?

Basit, gözdağı vermek, Türkiye’yi korkutmak, Yunan’ı kışkırtmak.
Sonuç olarak ABD gibi İngiltere gibi, İran gibi, Rusya gibi,
Öyle bir günlük değil, liderlerin isteğine ve kararlarına göre değil,
50 yıllık stratejik hedefler belirlemek zorundayız.
Stratejik hedeflerimiz lavaboya girip çıkana kadar olmamalı.
Ve de en önemlisi bu hedefler dini düşüncelere göre şekillenmemeli.
Devlet menfaatlerine göre şekillenmelidir.