GiİDENLERi… Kimi "para getirsin" diye, kimi "kanı uymadı" diye, kimi "gitmek istedi" diye…
Ama eksilmişti Galatasaray…
Ve dün akşam o eksikler bile tamamlanamadan çıktı sahaya… Bir Marcao vardı "yeni kan" o kadar…
Ama Galatasaray gösterişten uzak,  riske girmeden, futbolun sadece doğrularını yaparak ve hepsinden önemlisi müthiş bir iştahla oynadığı karşılaşmayı, daha 1. dakikada kazandığını ilan etmişti bile…
Kimliği, tarihlerde meçhul bir Maarif Nazırı (Milli Eğitim Bakanı)'nın dediği gibiydi her şey… "Şu mektepler(okullar) olmasaydı, ben bu maarifi(eğitim işini) ne güzel idare ederdim" demiş ya… Aynen öyle… 
Galatasaray da o Maarif Nazırı gibiydi… 
 
Sarı-Kırmızılı savunmaya pek iş düşmediğinden; beklediğiniz o Marcao yorumunu burada bulamayacaksınız… İyi de diyeceğimiz, kötü de diyeceğimiz bir rolde olamadı bu maçta…
Ama orta alandan başlayarak, hücum hattına kadar tüm unsurlarıyla Galatasaray duru, sade ve olması gerektiği gibi oynayıp, eksiksiz çalışan bir makine gibi gösterişten uzak ama sonuç odaklı bir futbol sergiledi… Bunun sonucunda da "önlenebilir" gibi görünen, ama "önlenemeyen pozisyonlar" bulup, skoru değiştirdikçe değiştirdi…
Bu maç, "ligin ikinci yarısında nasıl bir Galatasaray izleyeceğiz?" sorusuna yanıltıcı olmayan bir yanıt vermekten uzaktı…
Dedik ya… Rakip yoktu…
 
Sonuç, net, farklı ve hak edilmiştir…
Taraftarlar da bu sonuçtan son derece keyiflidir eminim… Hele askerliğini bitirip koşa koşa tribünlere yerleşen yeğenim Can için harika bir hediye olduğu tartışılmaz…
Galatasaray bu futbolunu, ligdeki dişli rakipler; Malatya, Kasımpaşa, Trabzon, Antalya gibi rakipler karşısında da sergileyebilir ve bu sonucu alabilirse, bence şampiyonluğun da en ciddi kovalayıcısı olur…
Bunun için yeterli gücü olup olmadığını bilemesek de, bunu yapacak gerekli motivasyon ve morali kazandıkları net…