GALATASARAY'ın başına gelen futbolda öyle sık rastlanmayan bir karantina haliydi.
Bir eksik tamam... İki eksik tamam... Hadi üç eksik de tamam olsun. Ama ana kadroyu zaten arızalı bulurken altı eksik gerçekten zor bir durum. 30'da buna bir de Belhanda eklendi, etti mi sana yedi...
 
Takımın yarısından fazlasını tribüne konuşlandıran Galatasaray, yetersiz bulduğu 'Çakaralmaz'larıyla sahadaydı.
Bu durum Fatih Terim'i krize, Galatasaray'ı bunalıma, futbolcuları da darbaoğaza soktu. Ürkek, tedirgin, pistonu ile gömleği bile uymayan bu motoru çalıştırmak zor oldu.
 
İki takımın 'Aman bir aksilik olmasın' tedirgirliği ile başladığı maçta Galatasaray dakikalar ilerledikçe özgüven eksikliğine yönelirken, Malatya tam tersi bir grafik çizdi.
 
36. dakikada Donald imzalı gol Galatasaray'ın zaten zor olan işini daha da güçleştiren bir saha içi tablosunu yarattı.
Devre arasında Fatih Terim'in klasik enjeksiyonları Galatasaray'ın eksik gücünü biraz hareketlendirip, bunun etkilerini sahaya yansıtsa da skora yansıtacak becerileri getüirmedi. Bu yarıda 'Battı balık yan gider' anlayışıyla Galatasaray, orta alanı daha çabuk geçen, sonuçta da Fabian'a kadar ulaşabilen ataklara kavuştu ama gole kavuşamadı. 64. dakikaya kadar tüm müdaheleleriyle Galatasaray'ın hatta maçın yıldızı Ozan Adem Büyük'ü ceza alanında biçti. Penaltıyı kullanhan Adem Büyük topu ağlara, Galatasaray'ı İstüanbul'a yolladı.
 
Maçtan sonra Malatya ışıl ışıl sapsarı, Galatasaray kulak memesine kadar kıpkırmızıydı.