Toplumsal Çözülme nedir?
Ülkemizdeki sorunların baş kaynağı Toplumsal Çözülme midir?
Birde uzaktan buna bağlılığı olan,
İnsanlarımızda psikolojik, sosyolojik bunalımların sebebi,
Yoksa yine Toplumsal Çözülme midir?
Tüm bunları ele alalım,
İlk olarak;
***
Toplum değişen, bir organizmadır
Aktiftir, faaldir,canlıdır
Her canlı gibi zamanla değişime, dönüşüme,yıkıma… uğrar
Bu değişmeyi en güzel ‘Efesli Heraklitos’ anlatmıştır;
"Her şey değişir; her şey sürekli bir akış içindedir;
Her şey akar; bir ırmağa iki kez giremezsiniz;
Çünkü ikinci seferinde ne o ırmak aynı ırmaktır,
Ne de siz aynı sizsiniz"
Böylece değişmeyen tek şeyin,
‘Değişim’ kelimesi olduğunun vurgusunu
Heraklitos ile birlikte yapalım istedim.
***
İnsan, yaratılış gereği toplumsal bir varlık
Bu özelliğinden dolayı,
Tarihsel süreçler içerisinde,
Bir grup, yığın, kabile, topluluk, millet, uygarlık,devlet v.b.
Mekanizmaları oluşturmuş,
Bu birlikteliklerde, yine kendi bünyesi içinde,
Sistemler geliştirmiş,
Toplu halde yaşamanın getirdiği,
Sözlü, yazılı, norm ve kurallar çerçevesinde,
Toplumsal olarak yaşamını hala idame ettirmektedir.
Oluşturduğu toplumlarda düzeni sağlamakta,
Başaramadığı dönemler elbette olmuştur
Bir şekilde değişim, çözülme, çürüme,...
Başka toplumlara, yabancılaşmanın yanında,
Kendine de yabancılaşarak,
Kendi dingin rahatını ve huzurunu dahi kaçırmıştır
İşte böyle bir varlık insan!
***
İnsanların oluşturduğu,
Toplumları kendi içlerinde bağlı tutan,
Birliği, beraberliği esas alan, önemli çatı görevinde
Mihenk taşları vardır,
Bu taşlardan bir tanesi dahi yerinden oynasa,
Toplumda yavaştan bir sendeleme,
Sonrası bir aksaklık ve bunların yinelenmesi
Kaosları ortaya çıkaracaktır,
Sonrası için mi? ...
Sonra...
Aklıma bir de şiir gelmişken,
Burada bir nefes alalım şimdilik
Bir Turgut Uyar şiiridir bu;
''Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar’’ ...!
***
Toplumların mihenk taşı diyorduk,
Toplumu, bir arada tutan
Bu mihenk taşlarında,bir
Matlaşma,çatlama,çürüme,çözülme,
Parçalanma,bozulma,kırılma...
Meydana geldiğinde,
Bunların yarasını, zaman geçmeden sarmak,
Reddedilmesi katiyen kabul edilemez, birer zorunluluktur!
Çünkü toplum içindeki insanları,
Bir arada tutan, bağlayıcı, birleştirici unsurlardır.
xxx
Peki nedir bu mihenk taşları?
Ahlak,değer,norm,kültür,inanç,dil...
Bu bağların herhangi bir biçimde,
Zedelenmesi,kırılması,kopması... sonucunda
Artık normlar,değerler,yaptırımlar,hukuk
Toplumu oluşturan,insana
Aynı şeyleri ifade etmez olur,
Milli şuur,mili birlik ve beraberlik kaybolur,
Toplumda suç oranı artar, toplumsal kurumların içi boşalır,
Aile, ekonomi,ahlak, eğitim, politika,din ... ‘Kabuklaşmış’
Başka değişle işlevini yitirmiş kurumlara döner,
Sosyal hayattaki ilişkilerin bütünlüğü,
Önce gevşer ve zamanla bozulur
İşte buna kısaca 'Toplumsal Çözülme' denir.
***
Toplumsal çözülmeye, maruz kalmış toplumlarda,
Sivil toplum örgütleri gibi toplumsal yapılar güçlenemez
Kişiler, gruplar ve hükümetler arasındaki bağlar kopmaya başlar,
Toplumun en küçük organizmasını oluşturan,
Bireylerin, aile, özel hayatı dahil, yaşamının her alanında,
Bozulmalar meydana gelir.
Bireyler, çevresindekilere olan güvensizliği ile birlikte
Devlet ve devlet kurumlarına olan güveni de sarsılarak,
Geleceğe umutla bakabilme yetisini yitirir.
Bu durum da bireyler,
Toplumdan kendini soyutlar,
Yani yaratılış gereği toplumsal bir varlık olan insanı,
Bir anda yalnızlaştırır diyebiliriz.
Günümüzde bu durumu bireyler üzerinden ele almışlar,
Tanımı şu dur;
‘Kalabalıklar arasındaki yalnızlık’
xxx
Böylece;
Psikolojik bunalımlara sürüklenen insanlar,
Sonrasında, kişiler arası tahammülsüzlükle,
Cinayetler,seri katil hikayeleri,şiddet,alkol,
Uyuşturucu,gasp,dolandırıcılık v.s.
Aklımıza gelen, gelmeyen her türlü
‘3.Sayfa haberleri’ dediğimiz
Kısaca bireylerin işlediği adli olayları
Meydana getirir…
Toplumda yankı uyandırır bu tür vakalar
***
Şimdi birazda toplumsal çözülmenin,
Göstergelerini ele almakta fayda var
Aslında bir çok karmaşık yapının,
Etkileşmesi sonucu ortaya çıkar
Bir domino taşına benzetebiliriz
Toplumsal çözülmeyi,
Ülkemizdeki durumuna bakalım şimdide;
Elimizdeki tüm kartları açık oynayalım,
Hepimizin bildiği, bizim sorunları konuşalım,
Türkiye’de toplumsal çözülme mi yaşanıyor?
Sorusunu cevaplayalım birlikte,
Buyrunuz efendim;
xxx
Üretim faktörlerinin daha verimli kullanılmasına,
Yardımcı etkenler olan,
Tecrübe, bilgi, beceri gibi değerlerin
Toplamını elimize alarak, baktığımızda
Gerektiği ölçüde, gerekli
Zamanlarda kullanılmaması
Bir nevi erimeye başlaması denebilir
Uzun vadede eğitime harcanan paranın,
Meşakatli emeğin sonucunda,
Meslek sahiplerinin,
Farklı iş alanlarına yönlendirilmesi
Kendi mesleğinin dışında,
Bilmediği bir işi yapma mecburiyeti
Yahut işsiz kalmasından kaynaklı sorunlar,
Gelir eşitsizliği, ekonomik belirsizlik...
Bunlarla birlikte,
İş ortamlarında yaşanan kişisel sorunlar,
Eğitimli olup mesleğinde yetkin olanların,
Kendi mesleğini yapamaması
Eğitimli kesimin ülkeyi terk etmesi,
Eğitim kurumlarının, kabuklaşması
Bununla birlikte doğan sorunlar,
Kalitesiz eğitim, eşit olmayan,
Erişimin sonucunda
Bilgi eksikliği, eğitimsizlik …
Sosyal sermayeyi en ağır biçimde yaralar,
Aklımıza daha gelmeyenler de var
Tüm bunların sonucunda,
Üretkenlik biter,
Bu durum toplumun iktisadi politikasında
Üretmeyen, tüketici toplum
Modelini ortaya çıkarır
Üretmeyen toplum, dışa bağlı
Kalmaya devam eder.
Diplomatik,ekonomik borçlanmalar
Toplumun başına bela olur
xxx
Burada şunu da belirteyim ki,
Elimden geldikçe en genel kavramda
Ele almaya çalışıyorum,
Sizde biliyorsunuz ayrıca açılması,
Gereken konular olduğunu
Birde ülkemizde ayrıca
‘Prekarya’ adı verilen
Yeni bir sınıf ortaya çıktı,
Bunu diğer yazılarımda detaylıca ele alacağım
Şimdilik örnek verelim;
Serbest çalışan,hepimizin bildiği
Bir tabir ile,
Yarı zamanlı, proje bazlı
Sözleşmeler ile
Piyasada iş yapan sınıf,
Hani ‘Part Time’ dediğimiz
Bildiğimiz gibi;
Emekli olmuş bireyin,
Emeklilik sonrası
Ek işte çalışma durumu ile
Okuyan bir öğrencinin,
Hem okuyup hem çalışması..
Bu durumda yorgun bireylerin
Çalışma yaşamındaki verimsizliği
Sonuç olarak;
İktisadi sermaye de bozulma
Bireyin insani,sosyal,sağlık...
Yaşamını etkilemesi
xxx
Ahlaki değerlerin kaybolması,
Etik kurallara olan
Bağlılığın azalması,
Bunun sonucunda,
Aile yapısının zayıflaması,
Komşuluk ilişkilerinde kopmalar,
İnsanların birbirine duyarsızlaşması
Politik istikrarsızlık,politik çalkantılar,
Yönetimsel olarak
Yanlış politikaların uygulanması
Yolsuzluk ,adaletsizlik….gibi
Etik olmayan kavramların
Topluma yansıması,
Hızlı kültürel değişimler,
Geleneksel değerlerin erozyonu
Toplum içinde
Bütünlüğün kaybolması
Bunun da en kötü sonucu;
Topluma güvensizlik
Duygularının yayılması
En etkileyici yaralayıcı sonucu ise;
Bireylerin güveninin
Sarsılmasından kaynaklı,
3. Sayfa haberlerinin artması,
Geleceğe karşı bireyin umudunu yitirmesi,
Nihayetinde;
Türkiye’de antidepresan
Satışındaki artış
Strese bağlı hastalıkların
Neden olduğu
Sağlık sorunları…
Gündemde büyük kalın puntolarla yazan,
‘’Antidepresandaki artış, toplumumuzda ruh sağlığının
bozulduğunun bir göstergesi mi?’’
Haberlerinden yola çıktığımızda;
Bu soruya da cevap verelim şimdi;
Ben bu duruma 'Toplumsal Çözülme' dedim
Elbetteki sizler,
İstediğiniz gibi adlandırabilirsiz,
Toplumsal hastalık,kriz,
Toplumsal iklim,toplumsal çürüme,
Parçalanma,dağılma,matlaşma,
Bozulma,istikrarsızlık,
Liyakatsızlık,denetimsizlik,
Toplumsal olgu,olay,sorun...
Sosyal parçalanma,
Sosyo-ekonomik,
Sosyo-psikolojik bozulma…
Sağlıksız toplum
Nasıl anlamlandırırsanız işte öyle!
Ama, Farkettiniz mi? bilmiyorum
Tüm sorun isimlerini
Sonsuza kadar yazıp, adlandırabiliriz
Fakat bizim toplumun,
Bir sorun yumağı
Olduğunu biliyoruz!
Bu yumağı nasıl çözeceğimizi,
Adlandıramazsınız, bende adlandıramam
İşte bizim toplum olarak tek
Sorunumuz budur!
***
Son olarak belirtmek isterim ki;
Dünyadaki her toplumun
Kendine has,
En başta belirttiğim üzere,
Hayatı,sürekliliği,değişimi,
Dönüşümü, yıkımı… vardır
Bu unsurlar ise
Süreç içinde olmalıdır,
Toplumlardaki hızlı olan değişimler
Toplumsal bunalımları getirir,
Buna en etkin örneği dünyadaki
Sanayi Devrimi, bir de
Fransız İhtilali’nden verebiliriz
Fransa, demişken
Aslında konumuza uzaktan bağlantılı
Gözümde ressam Pablo Picasso’nun
‘Guernica’ adlı tablosu canlandı
Onun bir hikayesi vardır
Söylentiye göre;
II.Dünya savaşında,
Paris, Nazi kuşatması altındayken
Picasso, 'Gestapo' ( Nazi gizli polis teşkilatı)
Tarafından sorgulanır,
Nazi subaylarından biri
Picasso’ya Guernica’yı işaret eder
“Bunu siz mi yaptınız?” diye sorar,
Picasso, yanıtı verir: “Hayır, siz yaptınız!”
xxx
Buradaki hikayede,
Picasso’nun o dönem
Fransa’nın içinde,
Bulunduğu durumu
‘Guaernica’ adlı
Tablosuyla anlatmasını
Ele aldığımızda,
Yaşadığı,toplumun,
Acılarını resmetmiş olması
Toplumdaki yaşanan durumların
Toplumun mihenk taşları
İçinde bulunan,sanatının
Burada toplumla birlikte değişiminide
Görmüş oluyoruz!
Benim tanımımla ‘Toplumsal Çözülme’ dediğimiz olgunun
Toplum dinamiğini değiştirmesiyle birlikte,
İnsanı ve onun yansıması olan,
Her türlü cismi değiştirdiğini de görmüş olduk!
Gelecekten ‘Guaernica’ tablosuna bakan bizler,
Fransa’nın o dönemdeki,
Durumunu görmüş olduk
Böylece ülkemizde
Sanat,sinema,tiyatro,resim,edebiyat v.s.
Gelecek kuşaklara nasıl
Aktarılacağı konusu da
Ayrıca bir konu başlığı olsun!