nsanlar birbirlerine muhtaçtırlar. Bu gerçek ihtiyaçlarımızı karşılamada birbirimize yardımcı olmayı gerektirdiği gibi, yapacağımız işlerde de birbirimizle danışmayı gerektirir.

''Danışan dağlar aşmış, danışmayan düz ovada şaşmış'', sözü bu gerçeğin bir ifadesidir. İstişare ve danışma Şura Suresi 38. ayette müminlerin bir özelliği olarak zikredilir. Böylece, toplumsal meselelerde fikir alışverişinin önemi vurgulanarak birlik ve beraberlik ve dayanışmanın tesis edilmesi amaçlanmaktadır. Çünkü bir arada yaşamak aynı zamanda birbirimize karşı sorumluluklarımıza, hak ve hukuka riayet etmemizi gerektirir.

'' İş konusunda onlarla istişare et'' (Ali İmran 3/ 159) ayetinde de işaret edildiği üzere aile hayatında, iş hayatında ve benzeri durumlarda bir karar alırken insanlarla istişare edip onların görüşlerine  değer vermek, toplumsal hayatın bir gereği olduğu gibi isabetli kararlar almamızı da  sağlayan bir davranıştır.

İstişare aynı zamanda kişinin yumuşak kalpli ve alçak gönüllü oluşunun da bir göstergesidir.

Bir ülke, savaşa giriyor o devletin Başkanı derhal Bakanları ve meclisi olağanüstü acilen toplar, istişare eder ve karar birlikte alınır.

Peygamber efendimiz sav de bir savaşa gireceği zaman ashabını toplar, onların görüşlerini alır ve ona görede hareket ederdi. Bir aile resi de bir iş yapacağı zaman ev  halkını toplar istişarede bulunur ve ona göre hareket edilir.

***

Hadis; Müslümanın din kardeşine malındaki kusuru belirtmeden satması helal olmaz. (İbn. Mace)

Kim islamda iyi bir çığır açarsa, kendi sevabını da bununla amel edenlerin sevabı kadar sevabı da sonradan amel edenlerin sevabından kesilmeksizin alır. İslamda kötü bir çığır açan ise, kendi günahını da bununla amel edenlerin günahı kadar günahı da sonradan amel edenlerin günahından kesilmeksizin yüklenir.