Bir dervişin bir padişahın huzurunda doğru bir söz söylemesi padişahı kızdırmış ve onun hak söz söylemesini kendisine karşı gelme telakki edip, haddini bildirmek için hapse attırmış.
Böyledir bu işler ekseriya. Hükümdar kudret ve azametini göstermek için kolunun kuvvetinden istifadeye kalkar. Halbuki asıl karşı gelen kendisidir.
Dostlarından birisi hapishanedeki dervişe gizlice:
A kardeş , sen de o sözü söylememeli idin, Derviş de ona şu cevabı vermiş:
Allah Teala'nın emrini tebliğ etmek bir ibadettir. Zindandan korkmam. Çünkü hapishane hayatı bir saatlik bir iştir.
Hafiyelerden biri bu konuşmayı derhal padişaha yetiştiri. Padişah gülerek demiş ki:
Bir saatlik mi? Şaşarım onun aklına . O, hapishanede ölecektir.
Padişahın kölelerinden biri de bu sözü dervişe ulaştımış. O zaman derviş demiş ki:
Benim tarafımdan hükümdara söyle :
Ben üzgün değilim . Yine söylüyor ve tekrarlıyorum: Dünya bir saatliktir. Elimden tutup beni hapishaneden çıkarsan ve hapislikten kurtarsan sevinmem. Başını kessen müteessir olmam. Senin aciz, sıkıntı, korku içinde yaşayan bir kimseyim. Fakat ölüm kapısından içeri girdiğimiz zaman ikimiz de biriz. Şu beş günlük dünyaya, şu beş günlük saltanata bel bağlama ve gönül verme. Halkın ahı ile kendini yakma. Senden öncekiler senden daha fazla toplayıp biriktirip, zulümleriyle cihanı yakıp kavurdular da ne oldu?
Öyle yaşa ki öldükten sonra da seni hayırla yad etsinler, kandan lanetlemesinler. Ortaya kötü adetler koyma. Koyduğun bu fena adetler yüzünden sonra seni nefretle anarlar.
Güçlü kuvvetli bir kimse ne kadar yükselse sonunda mezar toprağı onu altına alır.
Gerçekleri bilen ve tanıyan o dervişin bu sözleri de padişaha anlatıldı. Padişah gazaba gelerek:
Şu herifin dilini ense kökünden çıkarın, dedi.
İhtiyar: Ben bundan da korkmam Dilsizlik de umrumda değil. Zira Cenab-ı Hakk insanın içinden geçenleri bilir .İster yoksulluk .çekeyim, ister haksızlık göreyim. Benim için hiç ehemmiyeti yoktur. Önemli olan, sonumun hayırlı olmasıdır.
Arkadaş! Sonun iyi olursa çektiğin matem damatlık düğünü yerine geçer.