Bir fadıl adam, bir sevdaya tutulmuştu. bu yüzden çok cefa çekti. Fakat tahammül etti. Bir kere nasihat yollu kendisine dedim ki:
Senin, onu temiz bir aşkla sevdiğini biliyorum. Sevgin bir kötülüğe dayanmıyor; fena bir niyetin yok . Böyle olmakla beaber kendini haksız yere suçlu durumuna sokmak ve kendini bilmezlerin diline düşürmek, fadıl insanların kadir ve kıymetlerine halel getirir, şereflerine sığmaz; haysiyetlerine uymaz.
Dedi ki:
Allah aşkına benden vazgeç! Dediğin makul işi ve gösterdiğin mantıklı yolu çok düşündüm. Bu işin cefasına katlanmak, bana onun cemalini görmekten daha kolay geldi. Çünkü meşhur bir söz vardır ve doğru söylemişlerdir:
Gönlü sıkıntıya düşürmek , gözü; güzeli ve güzelliği müşahede den alıkoymaktan daha kolaydır.
MESNEVİ
Madem ki onsuz yaşanılamayacaktır ve hayat onsuz yaşamaya değmez, o halde onun yapacağı cefayı da çekmeli. Bir sevgiliye gönül veren,
sakalını da onun eline verir.Ayağı, boynu bağlı ahu kendi kendine bir yere gidemez. Bir gün sıkıntıdan ona " Aman senin elinden bıktım" demiştim de, sonra günlerce af istedim ve özür diledim. Dost, dostuna karşı aman aman dememeli ve diyemez de . Ona gönül bağladığımdan ona tabiim. İsterse lutfedip beni çağırır, isterse darılarak kovar. Bu, artık onun bileceği bir iştir.
HİKAYE
Herkesin başına geldiği gibi, ben de gençliğimde aşık olmuş ; bir güzele tutulmuştum. Üstelik sesi de güzeldi.
BEYİT
Sanki yanağında biten taze tüyler, ab-ı hayatla beslenmiş çimenler gibiydi. Dudağına bakan nebat şekeri yemiş gibi olurdu .
NESİR
Nasıl oldu bilmem? Bir hareketi hoşuma gitmedi. Muhabbet boncuğunu toplayarak ondan ayrıldım ve dedim ki:
"madem ki bizimle alakadar olmuyorsun, o halde git . ne halin varsa gör .. Ne yapman lazımsa onu yap."
BEYİT
Giderken şu sözleri söylediğini işittim:
"Yarasa güneşten hoşlanmıyorsa, bununla güneş kıymetini kaybetmez ve güneşin değerinden hiçbir şey eksilmez ki . "