Yirmi sekiz harften ibaret olan Arap alfabesi, Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan zamanına kadar Ebced tertibiyle okunur ve yazılırdı. Abdülmelik bin Mervan zamanında Nasr bin Asım ile Yahya bin Ya’mer el-Udvani’den kurulan bir ekip, Arap alfabesinin harf sırasını değiştirdi ve birbirine benzer harflerin ard arda sıralanması esasına dayalı ‘’huruf-u heca’’ denilen bugün kullanılan alfabeyi oluşturdu ve yazı dilinde bu alfabe kullanılmaya başlandı.
Arap harflerinin ebced tertibine göre dizilişinin Hazret-i Adem’e dayandığı rivayet edilir. Şâirler ve edipler, yazdıkları şiir ve yazılarda ebced hesabını da kullanmışlar ve harflere verilen sayı değerleri ile önemli tarihleri kaydetmişler; zaman içinde bu usûl yaygınlaşma ve gelişme istidadı göstermiş; adeta Arap alfabesinin bir yan ilim dalı olarak olgunlaşmış ve adına da ‘’Cifir İlmi’’ denmiştir.
Ebced dizilişine göre Arap alfabesi; ‘’elif, ba, cim, dal, he, vav, ze, ha, tı, ya, kef, lam, mim, nun, sin, ayın, fe, sad, kaf, rı, şın, te, se, hı, zel, dad, zı, ğayın’’ şeklindedir ve ‘’ebced’’ ismini de bu dizilişin ilk harflerinden almıştır.
Bu alfabe kolay ezberlensin diye şu formül ile de ifade edilmiştir. ‘’Ebced, Hevvez, Hutti, Kelemen, Sa’fes, Karaşet, Sehaz, Dazağ’’. Harflere verilen rakam değerleri şöyledir: ‘’elif; 1; ba: 2; cim: 3; dal: 4; he: 5; vav: 6; ze: 7; ha: 8; tı: 9; ya: 10; kef: 20; lam: 30; mim: 40; nun: 50; sin: 60; ayın: 70; fe: 80; sad: 90; kaf: 100; rı: 200; şın: 300; te: 400; se: 500; hı: 600; zel: 700; dad: 800; zı: 900; ğayın: 1000’dir.’’ Kur’an-ı Kerim inmeye başladığında Araplar arasında Ebced hesabı biliniyordu ve alfabenin sırlarına hakim şairler ve edipler tarafından da kullanılıyordu.
Cifir İlmi; Arap dilinin binlerce yıllık birikimini yansıtan bir ürünü idi. Bir gün Yahudi alimlerinden bir kısmı Peygamber Efendimizin huzurunda Bakara Suresi ve Meryem Suresinin başlarında bulunan mukatta harflerinden Cifir İlmine göre tarih çıkararak: “Ya Muhammed! Senin ümmetinin müddeti az olacaktır!” demişlerdi. Allah Resulü de sair surelerin başlarında bulunan mukatta harflerini Cifir İlmine göre yorumlayıp; “Az değil; daha var!” buyurdu. Osmanlı ulemasından Molla Cami, Sebe Suresinin 15. Ayetinde geçen “beldetün tayyibetün” ibaresinden ebced hesabına göre hicri 857, miladi 1453 tarihini çıkarmış ve İstanbul’un Fethinin bu ayetle de müjdelendiğini haber vermiştir.