Anadolu ve Rumeli şehirlerini gezerken tarihi binaların dış cephelerinde küçük, zarif yuvalar görünmektedir.
Kuş evleri dediğimiz bu şaheserlerinden günümüze kadar gelenlerin en eskisi 16.y.y. Osmanlı mimarisine aittir.
Güvercin, serçe, saka, kırlangıç vb. kuşların barınmaları için tasarlanmıştır.
Bu minik yavrular, köşk, saray, cami, medrese türbe, köprü ve çeşme gibi yapıların emniyetli ve korunaklı dış yüzeylerine inşa edilmiştir.
Bunun amacı, kuşları soğuktan, fırtınadan, güneşin kavurucu sıcaklığından korumaktır.
Bu estetik yuvalar, insanların ve kuşlara zarar verebilecek hayvanların ulaşamayacağı yükseklikte emniyetli yerlere yapılmıştı.
Kuş evleri, ecdadımızın sadece insanlara değil, hayvanlara da merhametinin hayırsever liliğinin bir kanıtı olmuştur.
Anadolu ve Rumelide pek çok şehirde gezerken gözünüz tarihi cami, köşk, medrese, türbe ve çeşmelerdeki, kuş evlerine takıldığında atalarımızı vefa duygusu içinde rahmetle bir kez daha hayırla analım.
Peygamber Efendimizde bir hadisi şerifinde: Yeryüzündekilere merhamet edin ki, semadakiler de size merhametli olsun buyurmuştur.
AYETTE; Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki, şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm.
Şu halde Benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulan bilsinler. (Bakara; 2/ 186)
HADİS;İki kişiye gıpta edilir; Allah'ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başaran kimse ve Allah'ın ilim ve hikmet ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse..(Buhari).
Allah'ım! Beni önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden gelecek belalara karşı koru. (Ebu Davud)