Hevâzin kabilesinin Sa’d bin Bekir koluna mensuptur. Ümmü Kebşe künyesiyle ve Halime-i Sa'diyye ismiyle tanınmıştır. Mekkeli aileler yeni doğan çocuklarını, çölün sağlıklı havasında büyümeleri ve fasih Arapçayı öğrenmeleri için bedevî kabilelerinden bir süt anneye verilirdi.

Süt anneliği kendileri için gelir kaynağı olan bedevî kadınları da zengin ailelerin çocuklarını tercih ederlerdi. Halîme, bir kıtlık yılında kabilesinden bazı kadınlarla birlikte Mekke'ye gittiğinde zengin bir aile çocuğu bulamadı; yetim olması sebebiyle Hz. Muhammed'i (sav.) almakta tereddüt gösterdiyse de, boş dönmemek için ona süt anneliği yapmayı kabul etti.

Halime iki yıl sonra çocuğu sütten kesti ve ailesine teslim etmek istedi. Fakat annesi Âmine, muhtemelen çöl havasının çocuğuna yaradığını görünce, başka bir rivayete göre ise o esnada Mekke’de veba salgını bulunduğundan çocuğun bir süre daha süt annesinin yanında kalmasını uygun gördü. Hz. Muhammed (a.s.m.) beş yaşına gelince Halime onu annesine teslim etti.

Kaynaklar bu dönemde, başta şakk-ı sadr (melekler tarafından göğsünün yarılması) ve Halîme ile ailesinin Hz. Muhammed’i (a.s.m.) aldıktan sonra bolluğa kavuşması olmak üzere bazı fevkalâde olayların meydana geldiğini ve bunların bir kısmına süt anne ve süt babanın şehit olduğunu kaydeder.

Hz. Halime’nin Müslüman olduğu konusunda hemen hemen bütün kaynaklar ittifak eder. Vefat tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Mekke’nin fethinden önce, yahut Hz. Peygamberin (sav) Refik-i A’lâya yükselişinden sonra vefat ettiği ileri sürülmektedir. Mezarı Medine'de Cennet Ül-Baki mezarlığındadır.