İslam dininde Cuma ve bayram namazlarının bir rüknü olan hutbe, aynı zamanda otoritenin ve siyasi iktidarın kendini ifade ettiği bir sembol olmuştur. İktidarın toplumla iletişim kurabileceği, kendini ifade edebileceği doğal ve etkili bir fırsat olan hutbeyi, halife ve hükümdarlar gayet iyi değerlendirmişlerdir.

Tahta çıkan şehzadenin ilk yapacağı iş hutbede, sultan unvanıyla adını okutturmaktı. Hanedan mensubu ve diğer tabiler ise kendi bölgelerinde okunan hutbelerde sultanın adından sonra kendi isimlerini okutabilirlerdi.

Aksi takdirde isyan etmiş kabul edilirlerdi. 1. Kılıçarslan’dan itibaren bütün Türkiye Selçuklu sultanları kendi adlarına hutbe okutmuşlardır. Türkiye Selçukluları Güneydoğu Anadolu, Suriye ile el-Cezire’de gücünü hissettirdiği zamanlarda bazı Artuklu ve Eyyubi melikleri ile Erbil’deki Beğteginliler de tabiiyet alameti olarak hutbelerde Selçuklu sultanlarının adlarını zikretmişlerdir.

Sikke; Aslında iktisadi bir araç olan sikkeler üzerinde, para disiplinini, güvenilirliğini sağlamak için bastıran yöneticiyi ifade eden yazı ve semboller yer alır. Aynı zamanda yöneticiler sikkelerin toplumun her kesimine ulaşabilmesini fırsat bilerek otoritelerinin yayılmasını ve kabulünü de bu suretle sağlamaktaydılar. Türkiye Selçuklularından günümüze ulaşan ilk sikkeler 1. Mesud’a aittir.

1. Mesud bakır olan sikkesinde es-sultanu’l-muazzam unvanı ile bağımsızlığını göstermekte, ancak diğer yüzünde Bizans hükümdarının tasviri bulunmaktadır. Yeni sikkelerin yerli halk tarafından da benimsenmesini sağlamak için böyle bir uygulamaya gidildiği anlaşılmaktadır. İlk altın dinarı il. Kılıç Arslan, sonra da oğlu il. Süleymanşah bastırmıştır. Basılan sikkelerin çoğunluğunu gümüş dirhemler ile bakır felsler oluşturmaktadır.

45 kadar darphanede sikke basıldığı tesbit edilmiştir. En fazla sikke basılan darphanelerin başında Konya, Sivas ve Kayseri gelir. Yukarıda da görüldüğü gibi sultan ve meliklerin kullandıkları unvanları, nerelere hakim olduklarını, tabilik ilişkilerini sikkeler üzerinden tespit etmek mümkündür. Bazı gümüş ve bakır sikkelerde mızraklı süvari, ok atan süvari, aslan ve güneş gibi tasvirlere yer verilmiştir. Şehzadelerin ikili, üçlü ortak hükümdarlık dönemlerinde basılan sikkelerde, bu şehzadelerin hepsinin isimleri yer almıştır.