Hazret-i Abdullah bir ticaret kervanına katılarak Suriye’ye gitti. Gidiş o gidiş oldu. Hz. Abdullah bir daha Mekke’ye dönmedi.

Aylar sonra Mekke’ye dönen ticaret kervanı arasında Hz. Abdullah yoktu.

Sadece acı haberi vardı. Hz. Abdullah, ticaret yolculuğundan dönüşte, Medine’de hastalanmıştı. Ve onu orada dayılarının yanına bırakmışlardı. Hz. Abdullah, Kainatın Efendisi oğlunun yüzünü bir kerecik olsun görmeden ebedi aleme göç etmişti ve orada Adiyy bin Neccaroğullarından Nabiğa’nın evinin avlusuna defnedilmişti. Haris, bu acı haberi alıp Mekke’ye getirdi. Mekke bir anda matem havasına büründü. Mekke halkı da gözyaşlarıyla onların teessürüne iştirak etti. Hele, henüz genç bir gelin olan Hz. Amine’nin teessürünü tarif etmek imkansızdı. Günlerce gözyaşlarını tutamadı: ağladı, ağladı, ağladı...

O ağlarken, bütün insanlığın gözyaşını beraberinde getireceği nur ile silecek ve acılarını dindirecek zatın dünyaya gelişine ise, iki ay gibi kısa bir zaman kalmıştı.

Hazret-i Amine hadiseden duyduğu derin üzüntüyü gözyaşları arasında şiirinde şöyle dile getirdi: “Artık, Mekke’nin Betha kolu Haşimoğullarından boş kaldı.

Mekke, Haşimoğullarının şanından mahrum kalacak artık! Ölümün davetine uyarak, evinden örtüler ve kefenler içinde çıkıp, kabre gitti.

Ölümün yeryüzünde yıllarca dolaşıp dursa insanlar arasında, Haşimoğlu gibi bir yiğit bulup, boşluğunu dolduramaz. Dostları onun tabutunu taşımak için koşuştular, onu elden ele alıp götürdüler. Ne yazık ki, ecel hiç beklenmedik bir zamanda onu çekip kendine aldı.

Halbuki, o, ne kadar güzel, ne kadar cömert ve ne kadar da merhametli biri idi.” Hz. Abdullah’ın Bıraktığı Miras: Hz. Abdullah, yeni evliydi. İstikbalini temine yeni yeni hazırlanırken dünyaya gözlerini yummuştu. Bu sebeple maddi planda geride son derece mütevazi bir miras bıraktı: Ümmü Eymen Bereke adında, Kainatın Efendisini çok seven Habeşli bir cariye, beş deve, birkaç koyun, bir kılıç doğduğu ev ve bir miktar da gümüş para.

Fakat geriye Allah’ın lütfuyla iki cihanın güneşi olacak hayırlı bir evlad bıraktı. Nuruyla alemi aydınlatacak bir zat: Kainatın Efendisi Hazret-i Muhammed (a.s.v.)..