VATANI, ulusu, devleti, Atatürk'ü ve O'nun Ordu'sunu sevmek suç oldu bu ülkede...

Son zamanlardaki gelişmeleri izliyorum ve artık ürperiyorum. Gitgide artıyor ve kendi soyuna ihanet edenler baştacı ediliyor.

Bir Ermeni gazeteci ölüyor. Cinayeti hiçbir şekilde tasvip etmek mümkün değil ama binlerce kişi "Hepimiz Ermeniyiz" diye yürüyor. Bir yıl sonra mahkeme başlıyor yine aynı sahneler.

Ermeniler'in her fırsatta soykırım iddalarıyla Türkiyeyi bölmek için uğraştığı bir dönemde bizim insanımız ''Ermeniyiz' diyor, diyebiliyor.

PKK'lılar Meclis'e giriyor ve küstahca konuşmalar yapıyorlar. Orduya laf atıyorlar. Bazı belediye başkanları resmen meydan okuyor.

Ama tepki yok. Cizre'de bayrak indiriliyor kimsenin gıkı çıkmıyor. Olay Meclis'e bile getirilmiyor.

Bu ülkede yaşayan her azınlık kendi soylarını savunurken bu 'özgürlük' oluyor da bu ülkenin aslî unsuru ve kurucusu olan Türkler 'Türk'üm' dediği zaman bölücü oluyor.

Vatanını sevenler ABD ve AB uşaklarının gözünde de 'Faşit' oluyor.

Vatanını ve milletini herşeyden çok sevmek 'Faşizm' ise ben buradan haykırıyorum:En büyük faşist benim...

GAFLET UYKUSUNDAN UYANALIM

''TÜRK'ÜM'' demek suç değil, olmamalı, olamaz... Ama bugün vurdumduymazlıklarımız yüzünden öyle bir noktadayız ki 'Türk'üm' demek bazılarının tüylerini diken diken ediyor.

Halbuki Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye toprakları üzerinde yaşayanları birleştirmek adına; "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halka Türk Milleti denir" dediğini unutuyorlar.

Bin yıllık tarihi olan biz Türkler'i asimile etmeye çalışan toplumlar var ve maalesef ki bazıları buna göz yumuyor.

800 sene önce Haçlı Seferleri ile yapamadıklarını bu sefer piyonları vasıtasıyla yapmaya çalışıyorlar ve bizler gaflet uykusundan uyanmazsak başarılı da olacaklar.

'Ulus' bilincini özümsetmek olan milli kültür ve milli eğitim politikalarının terki yüzünden ülkemizin belli bölümlerinde dışardan desteklenen ayrılıkçı terör hareketi ülkemizin ve milletimizin bölünmez bütünlüğünü tehdit eder boyutlara ulaştı. Hal böyleyken bunu önlemekle sorumlu siyasi irade olayı tribünden izlemeyi sürdürüyor.

Atatürk ve arkadaşlarının Cumhuriyet'e, bağımsızlığa, milli devlete, milli ekonomiye, milli savunmaya, milli eğitime bakışı ile ondan sonraki yöneticilerin bakışlarını mukayese edersek, çapın gittikçe aşağı doğru gittiği görülecektir.

Ülkelerin büyüklüğü ve gücü yöneticilerinin yeteneği kadardır.

Suç; atılan temellerin yanlış olmasından değil, sağlam temelin üzerine çürük binalar dikme çalışmalarından kaynaklanmaktadır.

Avrupalılar, kendi toplumlarına ihanet eden aydın(!)lara para ve ödül veriyor. İhanet ve yalan parasının insanı ileride nasıl yakacağının iyi bilinmesi lazım.

Türk basını ve çoğu yöneticilerimiz herkesin adını çok iyi bildiği zevatla 'Gurur' duyuyor, duysun...

Onlar 'Gurur' duyarken ''Ben lanet olsun'' deyip 'Kin' duyuyorum...

 İBRET ALINACAK OLAY..

OSMANLI padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdil-i kıyafetle Kuşlar Çarşısı'nı gezer.

Burada, avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar.

Bir ara Yavuz Sultan Selim'in gözü kekliklere ilişir...

Bir grup kekliğin kafesinin üzerindeki yazıda "Tane işi satış, fiyatı 1 altın" yazıyor.

Hemen yanıbaşlarında, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı; 300 altın. Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılır.

''Hayırdır'' der satıcıya ve sorar: ''Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 300 altın?"

Satıcı, ''Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor" der. ''Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar" diye de ekler.

Padişah ''Satın alıyorum" der ve 500 altın verir.

Parayı verir ve hemen oracıkta kekliğin kafasını koparır.

Adam şaşırıp, ''Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi" diye dövünürken; Padişah gürler: "Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç ölümdür…"

Başka söze gerek var mı?