CEMAATLERE vakıf çatısında ekonomik ve sosyal statü tanıyan; vakıfların birer bağımsız yapı ve 'devlet içinde devlet' olarak uluslararası alanda cirit atmalarına olanak sağlayan yasa tasarısı, AKP hükümetininin yeni marifetleri arasında. Türban değişiklğini Meclis'ten geçiren AKP, şimdi çok tehlikeli bir girişim için kolları sıvadı.

Meclis'te görüşülmesine başlanan ve AB'nin azınlık vakıflarına yönelik kimi düzenlemelerin yapılması amacıyla çıkarılmasını istediği tasarı, hükümetin rötuşlarıyla, aynı zamanda dini cemaatlerin uluslararası faaliyet ve maddi bağlantılarını güçlendirecek bir yapı taşıyor.

Yeni vakıflara, izin almaksızın uluslararası faaliyet ve işbirliğinde bulunma, yurt dışında şube ve temsilcilik açabilme, üst kuruluşlar kurabilme, yurt dışında kurulan kuruluşlara üye olabilme, izin almadan iktisadi işletme kurabilme, yurt içi ve yurt dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan ayni ve nakdi bağış ve yardım alabilme imkanı getiriliyor.

Tasarıyla vakıf kurmak kolaylaştırılıyor, vakıf kurucusu için aranan şartlar kaldırılıyor. Vakıf kuruluşu için gerekli mal varlığı miktarının belirlenmesi mahkemelere bırakılıyor.

Türkiye'de yerleşim hakkına sahip yabancılara yeni vakıfların yönetim organlarında görev alma imkanı da sağlanıyor.

Tasarıda öngörülen maddelerle birlikte, Türkiye'de vakıf kimliğiyle halihazırda birçok faaliyete imza atan kuruluşların üzerindeki denetim tamamen kaldırılırken; uluslararası alanda faaliyet gösteren cemaat vakıflarının denetimleri de kontrol dışına çıkarılıyor.

TÜRKİYE'YE TUZAK KURULUYOR

ASLINDA AKP; iktidara geldiğinden beri bu yasa peşinde koşuyor. Çünkü onu iktidara getiren güçler bu yasanın çıkarılmasını da şart koşmuştu. 3 Kasım 2002'de Meclise girdiler, iki ay sonra "Vakıflar Yasası" geldi peşi sıra. O dönem Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer, bu ucube yasayı önledi. Peki şimdi kim önleyecek? Zira Gül, Köşke çıkan her yasayı, bekletmeden aynen onaylıyor.

Hükümet "Ermeni, Rum ve Yahudiler, bizim vatandaşlarımız değil mi? Ellerinden alınan vakıf mallarını veriyoruz bu yasa ile" diyor

Oysa bu yasa tuzaklarla dolu. Aslında yapılmak istenen azınlıkların el konulan mallarını vermek değil, yabancıların Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden, izin de almadan vakıf kurmaları ve şube açmalarıdır. Türkiye bundan böyle onların isteklerini anında yerine getirmeye soyunuyor.

Abdullah Gül, bu yasayı kabul ettiğinde -ki edeceğine kesin gözüyle bakılıyor- azınlık vakıfları, mülk alıp satabilecek, bağış toplayabilecek. Bir mânâda vakıf gibi değil "azınlık dernekleri" gibi faaliyet gösterecek.

Türkiye'nin ''varlık senedi'' olan Lozan Antlaşması, azınlıkların mal edinme hakkını; 'dinsel, sosyal ve eğitsel ihtiyaçlar' ile sınırlandırdığı halde, şu an görüşüldüğü şekli ile bu sınır kalkacak. Hükümet ise "Azınlıkların el konulan malları için çıkarıyoruz bu yasayı" diyerek yapılanın üzerini örtüyor.

"Vakıflar Yasası" adı altında, azınlık ve yabancıların at oynatacağı bir Türkiye manzarası, Lozan'ı delme pahasına çıkarılıyor?

Lozan'ı deldikten sonra sırada, başka bir delme operasyonu var: Fener Rum Patrikliği'ne 'Vatikan statüsü' kazandırılması...

Vakıflar Yasası ile Ayasofya, Sümela Manastırı ne olacak mesela? Azınlık vakıfları Ayasofya başta olmak üzere birçok mülkte hak talep ediyor. 'Geçmişe dönük' ibaresinin yer aldığı bu yasa nasıl işleyecek?

Mesela azınlıklar bugüne kadarki kullanım hakkı için para isterlerse ne olacak?

İstanbul'u, Avrupanın "Kültür başkenti" olarak ağızlarının suyunu akıtarak hazırlayanlar, Merkez Bankası'nı İstanbul'a taşıyarak Ankara'nın 1923 ile bağını kesmeye çalışanlar ortada iken, bu yapılanların peşinden nelerin geleceğini insan düşünmeden edemiyor.

Yasa tasarısının bu haliyle yürürlüğe girmesi halinde uluslararası sermayenin temsilcilerinin ve Soros gibi para spekülatörlerinin Türkiye'de vakıf kurmaya başlayacağı, Gürcistan ve Ukrayna'da yaşanan devrim benzeri örgütlenmelerin dış desteklerle daha kolaylaşacağı kesin. Sözkonusu vakıfların Türkiye temsilciliklerinin ülke içerisinde bulunan bölücü ve terör örgütlerini de artık el altından değil, daha açıkça destekleyerek ülke içerisinde faaliyetlerine kolaylık kazandıracağı uzmanların ortak kanısı

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın sık sık gündeme taşıdığı Avrupa ülkelerindeki bazı vakıfların PKK gibi yasadışı bölücü örgütlere siyasi, ekonomik ve lojistik destek verdikleri bilinirken, kurulacak yabancı vakıfların da, stratejik bir güce dönüşme olasılığı çok yüksek.

Cemaat vakıflarının önünü açmak... Yani, iç politika uğruna Ermeni, Rum, İngiliz ve ABD kökenli vakıflar başta olmak üzere ''kökü dışarıda'' vakıflara yol verilecek. Yazık çok yazık...

Böyle tavizler Sevr'de bile yok...