Kendisine Elçilik görevi verilen ve kavmini İslam'a; ''Allah'a teslim olmaya'' çağıran Lut, tüm çabalarına rağmen başarısız olur.
Kavmi, kendisine, konuşmayı ve hatta misafir kabul etmeyi bile yasaklar.
Kendisinden önceki elçiler gibi "ölümle" tehdit edilir. Kavmini helakla görevli elçi melekler, İbrahim'e uğradıktan sonra, Lut'a misafir olurlar.
Halktan bunu gizleyen Lut, aile fertlerine de bunu gizli tutmalarını söyler.
Ancak başından beri münafıklık yapan Lut'un karısı, güzel yüzlü melekleri görünce, gidip şehir halkına haber verir.
Bunu duyan kavmin sapık erkekleri, Lut'un evini kuşatarak; bu misafirleri isterler.
Lut'un daraldığını gören elçi melekler şöyle der:
"Ey Lut, biz Rabb'inin elçileriyiz.
Onlar, elbette sana ulaşamazlar. Gecenin bir kısmında, ailenle birlikte yürü.
Sizden bir kimse, dönüp geriye bakmasın.
Ancak senin karın başka o bakacak.
Muhakkak, onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir.
Onlara vaad olunan azap, sabah vaktidir.
Sabah vakti yakın değil midir?"
Böylece emrimiz geldiği zaman, oranın üstünü altına çevirdik ve üzerlerine arka arkaya ''Ana Kitap'ta'' yazılı taşlar yağdırdık.
Bu helak taşları, Rabb'inin Katı'nda işaretlenmiştir ve bunlar zalimlerden uzak değildir.
(Hud;11- 81-83)
Lut, meleklerin emri ve kılavuzluğuyla, sabah vakti gelmeden kavmini terkeder.
Havzanın doğusundaki dağlar engelini aşarak;
o günkü Ürdün'ün içlerine doğru gider.
Ancak arkasından gönülsüzce giden Lut'un karısı, üzerine çıktığı tepeden, dönüp kavmin helakına bakarak; "kavmimin helakına ağlıyorum" der ve arkasından ibretli bir şekilde helak olur.
Kur'an'da; "Lut kavmi ve karısının helakı;
Lut, kavmine dedi ki; "Alemlerde, sizden önce hiç kimsenin yapmadığı ''fahşayı'' ''hayasızlığı'' mı yapıyorsunuz?
''Gerçekten siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz?
Doğrusu siz, müsrif haddi aşan bir kavimsiniz."
Lut Kavmi'nin cevabı; "Bunları, yurdunuzdan sürüp çıkarın, muhakkak bunlar, çokça temizlenen insanlardır." demekten başkası olmadı.
Bunun üzerine Biz, karısı dışında, Lut'u ve ailesini kurtardık; karısı ise, helake uğrayanlardan oldu.
Ve onların üzerine, bir azap sağanağı yağdırdık.
Bak! Mücrimlerin suçluların akıbeti nasılmış?
(Araf;7-80-84)
Arkasından, tan yeri ağarırken, onları o sayha ''ses'' yakaladı.
Anında, yurtlarının üstünü altına çevirdik ve üzerlerine Ana Kitap'ta yazılı taşlar yağdırdık.
Muhakkak bunda, araştırıp, düşünenler için ayetler deliller vardır.
Muhakkak o kavmin yurdu, bir yol üstünde kalıcıdır.
Şüphesiz bunda, iman edenler için ayetler deliller vardır.
(Hicr;15-73-77)
Elçiler dediler ki;
"Ey Lut, biz Rabb'inin elçileriyiz. Onlar, elbette sana ulaşamazlar. Gecenin bir kısmında, ailenle birlikte yürü. Sizden bir kimse, dönüp geriye bakmasın.
Ancak senin karın başka o bakacak.
Muhakkak, onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara vaad olunan azap, sabah vaktidir. Sabah vakti yakın değil midir?"
Böylece emrimiz geldiği zaman, oranın üstünü altına çevirdik ve üzerlerine arka arkaya Ana Kitap'ta yazılı taşlar yağdırdık.
Bu helak taşları, Rabb'inin Katı'nda işaretlenmiştir ve bunlar zalimlerden uzak değildir.
(ud;11-81-83)
Biz de, onu ve ailesini kurtardık, karısı istesna.
Onu, helak olanlardan takdir ettik.
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
(Neml; 27-57-58)
İbrahim) dedi ki;
"Orada Lut da vardır."
Dediler ki;
"Orada kimin olduğunu, Biz daha iyi biliriz. Elbette onun karısı dışında, onu ve ailesini kurtaracağız. O kadın, helak olanlardan olacaktır."
Elçilerimiz, Lut'a geldikleri zaman, o onlara karşı kötüleşti ve içi daraldı.
Dediler ki;
"Korkma ve hüzne kapılma! Karın dışında, seni ve aileni muhakkak kurtaracağız. O ise, helak olacaktır."
Şüphesiz Biz, suçlu günahkar olmaları sebebiyle, bu yurt üzerine, Gök'ten kötü bir azap indireceğiz. Muhakkak, Biz akledebilecek bir kavim için, orada apaçık bir ayet delil bıraktık.
(Ankebut;29-32-35)
Muhakkak Lut da, elçilerdendir.
O zaman Biz, onu ve ailesini toptan kurtarmıştık.
Ancak yaşlı bir kadın ise, helak oldu.
Sonra, geride kalanları, yerle bir ettik.
Muhakkak siz, onlara, gündüzleyin,
Ve geceleyin uğruyorsunuz. Akletmiyor musunuz?
(Saffat; 37-133-138)
Şüphesiz, Şi'ra yıldızı'nın Rabb'i O'dur.
Muhakkak, önce gelen Ad Kavmi'ni, O Allah yıkıma uğrattı.
Ve Semud'u da bırakmadı.
Daha önce Nuh Kavmi'ni de. Çünkü onlar, daha zalim ve daha azgındılar.
Altı üstüne gelen Lut Kavmi'ni de, O,Şi'ra ile yerin dibine geçirdi.
Örten, Lut kavmini örttü kapladı.
(Necm;53-49-54)
Lut Kavmi, uyarıları, yalanladı.
Biz de, onların üzerine, Lut ailesi müstesna;
taş dolu kasırgası gönderdik.
Onları seher tan vakti kurtardık.
(Kamer; 54-33-34)