Din yolunda sarf etmek üzere kazandığı mala, Peygamber “ne güzel mal” demiştir.Dünyanın lütfetmesi ve yaltaklanması, hoş bir lokmadır, ama az ye. Çünkü ateşten bir lokmadır! Ey aşağılık dünya ayrılığına sabredemeyen dost, Allah ayrılığına nasıl sabredeceksin? 

Peygamber, ‘Allah’tan cenneti istiyorsan kimseden bir şey isteme. Kimseden bir şey istemezsen ben kefilim, cennete de girersin, Allah’a da ulaşırsın’ dedi. Allah’tan edebe muvaffak olmayı dileyelim. Edebi olmayan kimse, Allah’ın lûtfundan mahrumdur. 

Edepten dolayı bu felek nura gark olmuştur: Yine edepten dolayı melekler, masum ve tertemiz olmuşlardır.Huzurda bulunan biedep kişi, huzurda bulunmayan kişiden daha hoştur. Halka da eğridir ama nihayet kapıda değil mi?Ey müslüman, edep nedir diye arar sorarsan bil ki edep, ancak her edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül etmektir.

Allah kimin ruhuna mihenk korsa ancak o kişi, yakini şüpheden ayırt edebilir. Gönül, seni gönül ehlinin diyarına; ten, seni su ve çamur hapsine çeker. Baharların tesiriyle yaş yeşerir mi? Toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin. Hiç buğday ektin de arpa verdiğini gördün mü?

Hiç attan eşek sıpası olduğunu gördün mü? Alelade otlar, iki ay içinde yetişir. Fakat kırmızı gül, ancak bir yılda yetişir, gül verir. Yarasa, güneşe göremez. Görüyorum dese bile gördüğü güneş değildir.O kurban günü, korkunç bir kıyamettir. Müminlere bayramdır, öküzlere helak olma günü. 

Kul, efendisinin huzurunda değilken de kulluğunu korur, itaatten çıkmazsa bu kulluk, iyi ve hoş bir kulluktur. Kimin kalbinde kapı açılırsa gönül göğünde yüzlerce güneş görür. Gönül ne tarafı işaret ederse, beş duyu da eteklerini toplayıp o tarafa gider. Gönül isterse, ayak raksa girer, yahut yavaş yürürken hızlı yürümeye başlar. Gönül isterse el, parmaklarla hesaba girişir, yahut kitap yazar.