Neyzen, bestekar ve hattat olan Neyzen Hattat Mehmet Emin Dede,
14 Mart 1883'te Tophane'de doğdu.
Babası Eski Ali Paşa Hırka-ı Saadet Camii hatibi Hafız Eyüp Sabri Efendi'dir.
Emin Dede, Sirkeci Mekteb-i İbtidaisini,
Fevziye ve Vefa İdadisini bitirdi.
İki yıl Hukuk Fakültesi ile Süleymaniye Medresesinde Hoca Nuri Efendi'nin derslerine devam ettiyse de bitiremedi ve memuriyete başladı.
Çeşitli görevlerde bulundu.
Rüştiye'de okurken, kardeşi Ömer Vasfi Efendi ile birlikte Salı günleri Sami Efendi'ye meşke etti. Sami Efendi'den de celi meşk ediyordu.
Aziz Dededen ney öğrenerek Galata Mevlevihanesi neyzenleri arasında katıldı.
Neyini, Şeyh Hüseyin Fahreddin Dede ve Aziz Dede'nin yerine Galata neyzenbaşısı olan Hakkı Dededen meşk ederek ilerletti.
Aziz Dede'yi kaybettikten sonra Bahariye Mevlevihanesi Şeyhi Hüseyin Fahreddin Dede Efendi'ye devam etti.
Rauf Yekta Beyden Hamparsum, Şevket Gavsi Beyden Batı notaları ile nazariyat,
Galata kudümzenbaşısı Raif Dededen ayinler, Hopcuzade Ahmet Efendi ile kardeşi Hopcuzade
Şeyh Rıza Efendi'den Miraciye ve İlahiler Hafız Haşim Efendi ile Ahmet Irsoy'dan birer ayin öğrendi.
Dindışı musikiyi Hafız İshak Efendizade Sadık Beyden meşk etti.
Bolohenk Nuri Beyden de dindışı parçalar öğrendi. Kulekapı Mevlevihanesi neyzenbaşısı Hakkı Dede'nin vefatı üzerine aynı Mevlevihane'de neyzenbaşılığa getirildi ve dergahların kapatılmasına kadar bu görevde kaldı.
1934'te çıkan Soyadı Kanunu'nda ''Yazıcı'' soyadı seçti.
Erkan-ı Harbiye Matbaası Ankara'ya nakledilince emekliliğini istedi.
Son yıllarda evlendi. Çocuğu olmadı.
1943 Ağustos'unda gelen felçle yatağa düştü,
3 Şubat 1945'te vefat etti ve Eyüp kabristanına defnedildi.
Neyzen Hacı Emin Dede birçok seçkin neyzen yetiştirmiştir.
***
Neyzen Aziz Dede:
Aziz Dede, çok eski yıllarda yaşamış olmamakla birlikte, hayatı hakkındaki bilgilerimiz oldukça sınırlıdır.
Takriben 1840 yılında Üsküdar'da doğdu. Çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını nasıl geçirdiğini, hangi okullarda okuduğunu bilmiyoruz.
Gençliğinde Mısır'a giderek Kahire Mevlevihanesi'nde
Sivaslı takma adı ile bilinen bir şeyhten ney ve ilk musiki derslerini aldı.
Mısır'dan Gelibolu'ya gelen Aziz Dede,
buradaki mevlevihanenin şeyhi Hüsameddin Dede'ye intisab ederek çilesini tamamladı ve Dede oldu.
Gelibolu'dan İstanbul'a naklederek Üsküdar'a yerleşti.
O yıllarda Salim Bey, ünü İstanbul'a yayılmış usta bir neyzendi.
Neyzen Emin Efendi, ünlü hattat Sami Efendi'den naklen şunları anlatıyor:
''. . . Aziz Dede, ney'ini ilerletmek için Salim Bey'e başvurunca biraz üfle bakalım demiş ! demiş.
Aziz Dede'nin ney'ini işitir işitmez, sen benimle alay etmeye mi geldin, diye söylenmiş.
Daha sonra gerçekten heveskar olduğunu öğrenince öğrenciliğe kabul etmiş.
Çok yetenekli bir sanatkar olarak kısa sürede ilerledi;gittikçe ustalaşarak virtüözlük derecesine yükseldi.
Önceleri Üsküdar ve Galata mevlevihanelerinde neyzenbaşılık yaptı.
Daha sonra Bahariye Mevlevihanesinde de çalıştı.
Bu sonuncu görevini kabul etmesi şu şekilde olmuştur:
Hüseyin Fahreddin Dede, Aziz Dede'yi çok beğenip takdir ettiği için, bir gün Ahmed Celaleddin Dede'ye rica ederek, ''Ben Aziz Dede'yi davet etsem gelmeyecek; fakat, sizi sever ve kırmaz.
Lütfen söyleyiniz bizim dergahın da neyzenbaşılığını kabul etsin'' demiş.
Bu rica Aziz Dede'ye iletilince, ''Ben şişman bir adamım; Eyüb'e kadar gidip dönmek benim için hayli zor oluyor'' diyerek kabul etmek istememişse de ısrarlara dayanamayarak bu tekkenin de neyzenbaşılığını yapmıştır.
Aziz Dede, yetmiş yaşlarında 7 Mart 1905 tarihinde öldü ve Üsküdar Mevlevihânesi'nin bahçesine defnedildi.
Türk Musikisi'nin tanıdığı en kudretli neyzenlerdendir.
Hatırat-ı Ömer Vasfi Dede isimli eserde ise,
şu kayıda rastlanmaktadır:
''Aziz Dede on adamın üflediği sesi, orta boyu ve şişman karnı ile bir üflerdi ki, dinleyenler bir mislini görmüş değildir.
Vaktiyle Mısır'lılara çok gitmiş, gelmiş, zevk ve tarab meclislerinde demler çekmiş, taksimler eylemiştir.''
Bu cümlelerden Hidivlerin konak ve yalılarına devam ettiği anlaşılmaktadır.
Kaynak:Türk Musikisi Tarihi.