Enes İbn. Malik (ra) anlatıyor; Peygamber Efendimizi mühr-i şerifi, gümüşten yapılmıştı.

Kaşı ise, Habeş taşındandı.

Resulullah Efendimiz, yabancı devlet reislerine mektup yazmak isteyince, bir mühür yüzük yapılmasını buyurdu.

Peygamber Efendimizin parmağındaki yüzüğün parıltısı hala gözümün önünde duruyordu.

Peygamber Efendimizin Yürüyüş şekli:

Yezid İbn. Mirsad şöyle demiştir;

Yürüdüğü zaman vakarlı fakat hızlı giderdi. Yanındakiler ona yetişemezdi.

Hz. Ebu Atabeden;

‘’Yürürken kuvvetli adımlarla yürürdü’’.

…Yürürken, ayaklarını yerden biraz kaldırıp, önlerine hafif eğilerek yürürlerdi. Ayaklarını ses çıkarıp toz kaldıracak şekilde yere sert atmakla birlikte sükunet ve vekar üzere yürürleddi.

Yürürken sanki meyilli ve engebeli bir yerden iniyor görünümünü arzederdi.

Bir tarafa baktıklarında, bütün vücudları ile birlikte dönerlerdi.

Rast gele sağa sola bakmazdı.Yere bakışları göğe bakışlarından daha çoktu. Çoğunlukla göz ucu ile bakarlardı.

Ashabı ile birlikte yürürken, onları öne geçirir kendileri arkadan yürürledi. Yolda karşılaştığı kimselere, onlardan önce hemen selam verirdi.

Peygamber Efendimizin Oturuşları:

Kayle Binti Mahreme anlatıyor;

Resulullah (s.a.v)’i sonsuz bir mahviyet alçak gönüllülük, tevazu içinde otururken görünce, heybetinden vücudum titremeye başladı.

Cabir İbn. Sümüre ra;

Ben Peygamber Efendimizi, sol tarafına konmuş bir yastığa dayanmış vaziyette gördüm.

Efendizin Konuşma Şekli:

Peygamber Efendimiz, etkileyici ve uslubu, hikmetli ve keskin hicabıyla tanınan bir insandı.

Onun tebliği insanlar üzerinde çok büyük bir etki oluşturur, sohbetinden, sohbetinden herkes çok büyük bir zevk alırdı.

Sahabelerden bizlere aktarılan çeşitli rivayetlerde onun özelliğini ortaya koyar.

Bu konuda bazı aktarımlar şöyle:

Allah Rasulü insanların en beiğ, belagatlı kimse, meramını tamamen noksansız ve güzel sözlerle anlatmaya anlatmaya muktedir olan, Kafi derecededüzgün konuşan ve en tatlı sözlü olandı.

Hazreti Aişe (ra) Resulullahın sözlerini şöyle tarif eder;

‘’O, sizlerin konuştuğunuz gibi lafları çabuk çabuk ve peş peşe sıralamazdı, sözleri az, ve özdü.

Halbuki sizler cümleleri ekleyip duruyorsonuz.-----