Çelebi Sultan Mehmed, orta boylu, yuvarlak yüzlü, çatık kaşlı, beyaz tenli, kırmızı yanaklı, geniş gögüslü idi. Kuvvetli bir vücuda sahipti. Gayet hareketli ve cesurdu. Güreş yapar ve çok kuvvetli yay kirişlerini de çekerdi.
Padişahlığı müddetince bizzat 24 muharebede bulunmuş ve kırka yakın yara almıştı. Başında kullanmış olduğu sarık, altın işlemeli kavugu ile gayet güzel görünürdü. İçi kürklü ve yakası dik olan bir kaftan kullanırdı.
Müslümanlara karşı göstermiş olduğu adaleti, aynı zamanda hiristiyan tebaasına karşı da gösterirdi. Çelebi Sultan Mehmed, tahsilini Bursa sarayında tamamladı. Daha sonra babası tarafindan Amasya sancağına vali tayin edildi.
Valiliği sırasında da devlet işlerini öğrendi. Çelebi Sultan Mehmed’e bir bakıma Osmanlı İmparatorluğu’nun ikinci kurucusu gözüyle bakılabilir. Evvela Anadolu’nun birliği için kardeşleri ile mücadele etti.
1410 senesinde Süleyman Çelebi’yi, 1413 senesinde de Musa Çelebi’yi tasfiye ederek birligi sağladı. Osmanlı tahtında yalnız kalınca ilk işi etrafindaki beylikleri itaati altına almaya girişmek oldu.
1414’de Karaman’a sefer yaptı ve Karaman Bey’ini esir aldı. Ona “Bir daha müslümanlara zararım dokunmayacak” diye yemin ettirdikten sonra serbest bıraktı. Candar Beyliği’ni de hakimiyeti altına aldı.
1415’de Venediklilerle ilk deniz savaşı yapıldı. 1416 ve 1417 senelerinde Avrupa’ya akınlar düzenledi, büyük zaferler kazanıldı. 1419’da Tuna Nehri tekrar geçildi. 1420’de Eflak Voyvodasi bir harpte öldürüldü, yerine kardeşi tayin edildi.
Candar Beyliği ise tamamen Osmanlı topraklarina katıldı. 1420’de Şeyh Bedreddin diye birisi bugünkü komünizmin temel şartlarına çok benzeyen fikirlerle ortaya çıktı. İslâmi ilimleri de çok iyi bilen bu şeyh bir çok fakir fukarayı sizi zengin yapacağım vaadiyle, gayri müslimleri ise “Sizin dininiz de haktır” diyerek etrafinda topladı.
Sonunda yanındakiler dağıtılıp kendisi yakalandı ve mahkeme edildi. Mahkemede suçunu itiraf ederek idam edilmesini bizzat kendisi istedi ve idam edildi. 1421 yılında 32 yaşında iken Edirne’de vefat etti. Naaşı, Bursa’ya getirilerek Yeşil Türbe’ye defnedildi.
(Allah rahmet eylesin.)