Son devir Osmanlı alimlerinden.
Yüzonikinci Osmanlı şeyhülislamıdır.
İsmi Ahmed Muhtar olup, Safranbolulu Behaüddin Efendi’nin torununun oğlu, Hacı Muhtar Efendi’nin torunu, Turşucular kethüdası İbrahim Ağa’nın oğludur.
Turşucu-zâde diye bilinir.
1822 senesinde İstanbul’da doğdu.
1875 senesinde İstanbul’da vefat etti.
Karacaahmed kabristanında, babasının kabri yanına defnedildi.
Çocukluğundan i’tibaren ilim tahsiline yöneldi. İlk tahsilini babasından gördükten sonra, Filibeli Halil Fevzi Efendi’nin hizmetinde bulunup, ondan birçok ilimleri öğrendi ve icazet aldı.
Açılan diploma imtihanını kazanarak müderris oldu.
Arapça ve Farsça dillerini çok iyi bilirdi. 1849 senesinde ilk olarak ‘’Hariç’’ rütbesiyle Selase-i Lütfi Paşa Medresesi’ne müderris ta’yin edildi.
Başka medreselerde de müderrislik yaparak pekçok talebe yetiştirdi.
Zamanın alimleri arasında önemli bir mevkiye sahib oldu. 1864 senesinde İstanbul Mahkemesi başnaibi ve ‘’Mahfel-i Şeriat’’ vazifelerinde bulundu.
O sıralarda yeni kurulan Mülkiye Mektebi ‘’Siyasal Bilgiler Fakültesi’’ fıkıh müderrisliğine ta’yin edildi.
Burada bir sene kadar ders okuttuktan sonra, 1865 senesinde mahreç mevleviyeti rütbesiyle Dar-ı Şura-i Askeri müftiliğine ve Şer’iye Hakimleri Seçim Meclisi üyeliğine getirildi.
1866 senesinde Mekke-i mükerreme payesiyle taltif edildi.
1867 senesinde Galata kadılığına getirildi ve İstanbul payesi verildi.
O sırada veliahd olan Şehzade Yusuf İzzeddin Efendi’ye üç sene hocalık yaptı.
1868 senesinde ‘’Divan-ı Ahkam-ı Adliye’’ üyeliğine, 1871 senesinde ikinci defa Dar-ı Şura-i Askeri müftîliğine getirildi.
1872 senesinde Mir Ahmed Muhtar Efendi’nin vazifeden ayrılmasıyla boşalan şeyhülislamlık makamına yükseltildi.
1874 senesinde vazifeden ayrıldı.
Kendi evine çekilip, Allah’ü Te’ala’ya ibadet etmekle meşgul olduğu sırada vefat etti.