Evliyanın en büyüklerinden İmam-ı Rabbani hazretleri buyurmuştur ki;
''Dua'' ordusunun askerleri, gaza ordusu askerlerinin ruhu gibidir. Gaza ordusunun askerleri, onların kalbleri, bedenleridir. O halde gaza ordusunun askerleri, dua ordusu olmadıkça iş başaramaz. Al-i İmran suresinin 126. ayetinde ve Enfal suresinin
10. ayetinde me'alen; ''...Yardım, ancak [ve yalnız] Allah'tandır...'' buyuruldu.
Bu yardıma, dua ordusu vasıtası ile kavuşulur.
Büyük âlim Ebu Said Muhammed el-Hadimi de buyurmuştur ki; ''Gaza ordusu, dua ordusunun yardımına muhtacdır. İhlas ile yapılan dua muhakkak kabul olur.''
Abdülhalık Goncdüvani hazretleri, duası makbul bir zat idi. İnsanlar, duasını alabilmek için uzak yerlerden gelirlerdi. Bir gün birisi gelip; ''Efendim, son nefeste iman selametiyle gidebilmemiz için dua buyurun'' dediğinde; ''Her kim farzları eda ettikten sonra, dua ederse duası kabul olur. Sen farzdan sonra dua ederken, bizi de hatırlarsan, biz de seni hatırlarız. Bu durum hem sizin, hem de bizim için duanın kabul olmasına vesile olur'' buyurdu.
EŞKIYADAN KURTULAN TALEBE:
Ebü'l-Hasan-ı Harkani hazretleri, sefere çıkan birkaç talebesine, ''Sıkışınca benden yardım isteyin'' buyurdu. Yolda talebesini, eşkıya yakaladı.
Onlar, kurtulmaları için Allah'ü Te'ala'ya dua ettiler; fakat kurtulamadılar. Talebeden birisi; ''Ya Ebel-Hasan, imdat!'' dedi. O talebeyi eşkıya göremedi. Diğerlerinin nesi varsa aldılar. Seferden dönünce hocalarına; ''Biz Allah'tan yardım istediğimiz halde soyulduk. Fakat şu arkadaşımız, sizden yardım isteyince kurtuldu. Bunun hikmeti nedir?'' dediler.
O da; ''Siz Allah'ü Te'ala'yı, haram giren, haram çıkan bir ağızla, çağırdınız. Bu ise, Ebül-Hasen ile tevessül eyledi. Ebül-Hasen, kul hakkına dikkat eder, haram yemez, gıybet etmez, haram işlemez. Allah'ü Te'ala, bunun sesini Ebül-Hasene duyurdu. Ebül-Hasen de, bunun kurtulması için dua etti. Duası kabul oldu. Ben sadece vasıta oldum, dua ettim. Kurtaran Rabbimizdi'' diye cevap verdi.
Allah'ü Te'ala, evliyasının dualarını kabûl edeceğini Kur'an-ı kerimde bildirmektedir. Maide suresinin 27. ayetinde me'alen, ''Allah'ü Te'ala, ancak takva sahiblerinin ibadetlerini, dualarını kabul eder'' buyuruldu. Hadis-i şerîfte de, ''Saçları dağınık ve kapılardan kovulan öyle kimseler vardır ki, bir şey için yemîn etseler, Allah'ü Te'ala onları doğrulamak için o şeyi yaratır'' buyuruldu...
Cuma günü ve gecesi, ezan vakti, ezan ve ikamet arasında, her günün seher vakti, gecenin ikinci yarısı, Receb'in ilk gecesi, Şa'ban'ın onbeşinci gecesi, Bayram geceleri, Arefe günü Zilhicce'nin 9. Günü, Ramazan gün ve geceleri, iftar zamanı, her günün zeval vakti, Cuma günü öğle ile ikindi arası kıymetli vakitlerdir. Bu vakitleri ganimet bilmelidir.
Hastalık hali, aile ve vatanından uzak kalındığı zaman, farz namazlardan sonra, İhlas suresi okunduktan sonra, yağmur yağarken, düşmanla karşı karşıya gelince, oruçlu olduğu zaman, kalbinde incelik hissettiği anda dua etmelidir. Çünkü kalbdeki incelik, rahmet kapısının açık olduğuna işarettir. Rabbimiz, seher vakti, ''Dua eden yok mu kabul edeyim!'' buyurur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki;
''Dertli mü'minin duasını ganimet bilin.''
''Beş vakt farz namazdan sonra yapılan dua kabul olur.''
''Gecenin son üçte birinde, dünya semasını rahmetiyle dolduran Allah'ü Te'ala buyurur ki; İstiğfâr eden yok mu, onu mağfiret edeyim. İsteyen yok mu, istediğini vereyim, duasını kabul edeyim.''
Oruçlunun duası reddolunmaz:
Üç dua vardır ki, bunların kabul edileceğinde şüphe yoktur. Mazlumun bedduası, misafirin duası ve babanın evladına duası.