Gazi Hüsrev Paşa, 1480 yılında doğdu. 

Babası Ferhad Bey, annesi; 

Sultan İkinci Bayezid'in kızı Selçuk sultandır. Babası Adana muhafızı olduğu sırada Kölemenlerle yapılan savaşta şehit olmuş, annesi de Sultan İkinci Bayezid'in sağlığında vefat ederek İstanbul'da Bayezid Caminin yakınında bulunan bir türbeye defnedilmiştir. 

Annesi ile birlikte İstanbul'a yerleşen Gazi Hüsrev Paşa, eğitimini tamamladıktan sonra, dayısı Şehzade Mehmed, kefe sancakbeyliğine tayin edildiğinde onunla birlikte gitti.

Semendire Sancakbeyliğine atanan Gazi Hüsrev Bey, Belgrad'ın fethinde önemli hizmetlerde bulundu. 

Belgrad'ın fethinden sonra Bosna sancakbeyliğine getirildi. 

Bosna sancakbeyliğini sırasında Knin, Skradin, Ostovika kalelerini ele geçirdi. 

Kanuni Sultan Süleyman'ın bazı seferlerine katıldı. Bosna bölgesinde yeni fetihler yaparak sancağının sınırlarını genişletti. Mohaç zaferi sırasında, Balı Paşa ile birlikte önemli rol oynadı. 

Macarların eline geçen Yayça kalesini kuşatarak teslim almayı başardı. 

1533 yılı sonlarında Semendire sancağına nakledildi. 

3 yıl kaldığı bu görevde komşu devletlerle çeşitli diplomatik temaslarda bulundu. 

1536 yılında tekrar Bosna sancakbeyliğine tayin edilen Gazi Hüsrev Paşa, 18 Haziran 1541 tarihinde vefat etti ve Gazi Hüsrev Bey Camii avlusundaki türbesine gömüldü.

Gazi Hüsev Paşa, yoğun fetih ve gaza faaliyetlerinin yanında, Saraybosna ve çevresinin islamlaşmasında çok önemli rol oynayan dini, ticari ve kültürel tesisler yaptırmıştır.

SULTANZADE GAZİ HÜSREV BEY'İN TÜRBESİ:

Bosna'da İslam kültür ve medeniyetinin kurucusu Gazi Hüsrev Bey'dir. 

Kanuni'nin hala oğlu olan Hüsrev Bey, 

babası Ferhad Bey şehid düştüğünde o henüz kundakta idi. 

Hüsrev Bey, İstanbul'da Enderun mektebini bitirdikten sonra dedesi Bayezid Han'ın yaptırdığı medresede yüksek tahsilini yaptı. 

Kanuni, 1521 senesinde Belgrad seferine onu da götürdü ve fetihten sonra onu oraya sancak beyi tayi etti. 

Fakat orada az bir müddet kaldıktan sonra Bosna sancak beyi oldu.

Bosna'da henüz fethedilmemiş kaleleri Avusturyalıların elinden aldı. 

1526 Mohaç seferinde bir Osmanlı akıncı birliğine kumanda etti ve Macaristan'ın fethinde Osmanlı ordusu nun önünü açtı. 

Bu seferde, en  ünlü akıncı beyi olarak şöhret yaptı.

Bosna'daki adil idaresi sayesinde binlerce Hristiyan Hırvat ihtida etti, müslüman oldu. 

Şimdi bunlara Boşnak deniyor. 

Binlerce Türkmen ailesini de Anadolu'dan getirtip oralara iskan etti. 

Babasından büyük bir miras kalmıştı. 

Gazalarda da çok ganimet eline geçti. 

Bütün bu servetini Bosna için harcadı. 

Ülkeyi, Osmanlı devletinin en mamur eyaleti haline getirdi. 

Saraybosna'da kendi yaptırdığı camiin yanına inşa ettirdiği medrese, yüksek tahsil kurumu idi. 

Bunun yanında da halvetî dergahı inşa edildi. 

Kendisi bu tarikate mensuptu. 

Hüsrev Bey vefat edince, kendi inşa ettirdiği camiin avlusuna defnedildi ve üzerine de büyük bir türbe yapıldı. 

Bu türbenin kapısı ile penceresi arasında kalan duvara bağlı vitrin içinde Peygamber Efendimizin sakalı şerifi ile Kabe örtüsünden bir parça bulunur. 

Bu hediyeleri, Sultan Abdülaziz 1876'da, 4 tabur askerle İstanbul'dan buraya gönderdi. 

Emanat-ı Mukaddese şehre girerken 101 pare top atışı ile selamlandı. 

Günlerce bütün Bosna halkı gelip ziyaret ettiler. 

Her sene Kadir gecesi bu emanetler halkın ziyaretine açılırdı. 

Hacca gidemeyen Boşnaklar, hayatında en az bir kere Hüsrev Bey türbesine gelip bu merasimde bulunurdu.