Ünlü Azerbaycan şairi ve dramaturgudur. 

1882 yılında Nahçıvan'da doğmuştur. 

İlk eğitimini Nahçıvan'da molla okulunda, 

orta eğitimini; 

Mekteb-i Terbiye adlı yeni usullu okulda almıştır. 1899-1903 yıllarında Güney Azerbaycan'da ''İran'' Tebriz'in Talibiye medresesinde eğitimine devam etmiştir. 

Hüseyin Cavid, yüksek tahsilini İstanbul Üniversitesi'nin Edebiyat Fakültesi'nde almıştır. Nahçıvan, Gence, Tiflis ve 1915 yılından itibaren de Bakü'de öğretmenlik yapmıştır. 

Dönemin rejimine uygun yapıtlar yazmadığı için önce tutuklandı; daha sonra Uzak doğu'ya sürülmüştür. 1941 yılında Sibirya'nın Magadan şehrinde ölmüştür. Haydar Aliyev tarafından naaşı Sibirya'dan Nahçıvan'a getirtilmiş ve adına anıt mezar dikilmiştir.

1913 yılında şairin ''Geçmiş Günler'' adlı ilk şiirler toplusu yayımlanmıştır. 

Bu lirik ve romantik şiirlerde şair çağdaş toplum sınıfını eleştirir, eskiyen inançlara, din ve felsefelere karşı çıkar. 

Aynı zamanda ferdin arzuları ile toplumun istekleri arasındaki karşıtlıkları bir mütefekkir gibi açıp gösterir. 

Onun hayattan rahatsızlığı, rahatsız olan ruhu, 

ülkü arayışı onun ''Bahar Şebnemleri'' adlı ikinci kitabında toplanmış şiirlerinde hissedilir.

Cavid'in şiir dili samimi, saf insan duygularının terennümünde ne kadar hazin, ağlamaklı, 

lirikse de; insanlara zulüm eden, hayvani duygulara sahip olan, halkı cehalet ve karanlıkta bırakan ikiyüzlülere karşı kavgası da o kadar keskin, amansızdır. 

Şairin karamsarlığı, ruh düşkünlüğü ve ümitsizliği zaman geçtikçe yeni bir inkılapçılığa dönüşür.

19. yüzyılın geleneklerine uygun olarak Cavid, 

Farsça gazeller de yazmıştır. 

Ancak ana dilinde yazdığı şiirlerle bunları hiçbir şekilde karşılaştırılamaz. 

Farsça gazellerinin biri vatan diğeri ise aşk mevzusundadır.

Hüseyin Cavid, klasik Azerbaycan edebiyatının geleneklerini devam ve inkişaf ettiren büyük bir edebi simadır. 

20. Yüzyıl Azerbaycan romantizmi onun adı ile bağlıdır. 

Hüseyin Cavid'in çok geniş bir yaratıcılığı vardır. 

Lirik şiir, lirik epik, epik manzumeler yazmıştır. 

İlk manzum facia ve dramların yazarıdır. 

Daha çok dramaturg olarak tanınmıştır. 

Azerbaycan dramının konu sınırlarını genişlendirir, trajik karakterin, romantik kahramanın, dramın yeni tiplerini yaratır. 

Hüseyin Cavid, kahramanı kadın olan ilk Azerbaycan faciasını kaleme alır.

Dramaturg olarak 1910-1912 yıllarında tanınmaya başlamış, 1910 yılında yazdığı bir perdeli ilk ''Ana'' sahnesi ile büyük bir usta olacağını ispat etmiştir. 

İyi kalpli ana kendi çocuğunun henüz ölmesine bakmadan, onun namert kanlısına kurtuluş yolunu gösterir, beşeri analık sevgisi şahsi kin duygusuna galip gelir.

***

Şeyh Sinan:

Uyan, ey pir-i hoşdil! Kalk ayıl bir hab-i rahatdan

Kıyamettir kıyamet! Kalk uyan zevk al bu fırsattan

Melekler gökten inmiş feyz alırlar hak-i pakinden

Seçilmez şimdi asla makberin gülzar-i cennetten

***

Git:

Bana anlatma ki aşk, alem-i sevda ne imiş?

Bilirim ben seni git! Her sözün efsane imiş

Git gülüm, git güzelim! Başka bir aşık ara, bul!

Duydum artık senin aşkındaki mana ne imiş?

***

Bir Zamanlar:

Bir zamanlar senin pembe gölgende,

Pek bahtiyar idim nazlı dilberim,

Henüz bahtiyarlık duyulmaz bende,

Yalnız gülümserdi mahzun gözlerim.

***

Sevinme, Gülme Kuzum!

Sevinme, gülme kuzum kimsenin felaketine

Bu hal, evet, iyi bir şey değil sevinme sakın

Sevinme başkasının hal-i pürsefaletine

Dokunma kalbine bikeslerin, zavallıların.

***

Niçin:

Merhametsiz melek, edalı güzel

Gör neler yaptı bir visale bedel

Yeni gülmek dilerdi şems-i emel

Ahh pek bahtiyar idim evvel

 Hüsein Cavid...