İslam ehli tarih boyunca küfre iltifat etmemiş, 

küfür ehlini hor ve hakir kılmıştır.

''Kendilerine Kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah ve Resul'ünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini din edinmeyen kimselerle, boyunlarını büküp küçülmüşler olarak elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.'' (Tevbe; 29)

Çünkü onlar, Allah'a karşı gelmişlerdir.

Allah gerçek iman ehlinin, mü'minlerin vasfını bildirmiştir.

''Mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı başları dik ve güçlüdürler. 

Allah yolunda cihad ederler. hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar.'' (Maide; 54)

Bir tarafta İslam'ın hükmü, bir tarafta bu münafıkların icraatları!..

Bu böyle olduğu gibi müslümanların emanetini üzerine alan umera da İslam'ın ali ve galip olduğunu bilmek ve uygulamakla mükelleftir.

Bunlar, Allah-u Te'ala'nın hükmüdür. 

Küfre kucak açanların, vatanın selametini tehlikeye düşürenlerin İslam'la ilgisi yoktur.

İmanını yitirmiş, kalbi döndürülmüş, mühür vurulmuş, artık bunlar hiçbir şey duymazlar, duymak da istemezler.

''Nefsinin heva ve hevesini kendine ilah edinen, Allah'ın da dalaleti hak ettiğini bilerek saptırdığı; kulağını ve kalbini mühürlediği ve gözüne perde çektiği kimseyi gördün mü? 

Onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? 

Hala ibret almayacak mısınız?'' (Casiye; 23)

Resulullah Efendimiz'in zaman-ı saadetlerinde münafıkların başı Abdullah bin Ubey bin Selül idi. 

Bu zamanda münafıkların başı ise, küfrü hoş görenlerdir. 

Dış düşmanın yapamadığı tahribatı bunlar müslümanmış gibi görünüp içerden yapıyorlar. 

Bu verdikleri zarar çok büyük olduğu için de bu hale düşüyorlar.

İman ile küfür birbirine düşmandır. 

Biri nurdur; 

aydınlığa, hakikate, cennete götürür. 

Diğeri nardır; karanlığa, dalâlete, cehenneme götürür.

Ve fakat;

''Onlara; ''Allah'ın indirdiği Kur'an'a ve Peygamber'e gelin!'' denildiği zaman, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.'' (Nisa; 61)

Bunlar, Allah'ın ve Resulullah'ın indirdiğinden tiksindiler, yüz çevirdiler. 

Böylece küfür batağına battılar. 

Hiçbir müslümanın Allah'ın ve Peygamber'inin hüküm verdiği bir hususta kendi isteğine göre seçme hakkı yoktur. 

''İşittim, itaat ettim'' demek zorundadır.

''Ey iman edenler! Allah'a ve Peygamber'e hainlik etmeyin. 

Kendiniz bilip dururken emanetlerinize de hainlik etmeyin.'' (Enfal; 27)

Uyan be kardeş! Artık dost ve düşmanını öğren! 

Bu münafıkları da bil artık. 

Azdaha dinimiz ve vatanımızdan oluyorduk.

''Şüphesiz ki Allah hainlik yapanları sevmez'' (Enfal; 58)

Bu Hainler, dinini değiştirmezden evvel İslam'ın lehine, küfrün aleyhine konuşur ve hareket ederlerdi.

Dinlerini değiştirdik'ten sonra sinsi sinsi Katliama giriştiler.

İsimlerini ne zaman değiştirecekler? 

Hakk biliyor, halk da bilsin!

Küffârın memleketimize ve bu millete nüfuz etmesine zemin hazırlayan bu münafıklar küffarın ajanlarıdır.

Küffarın yapamadığını İslam maskesi altında yapmaktadırlar. 

Çünkü bunlar satılmış kimselerdir. 

Yahudi ve hıristiyanların namına çalışır, onların himayesi altındadır.

Bunlar onların dostudur. 

Amma ismleri hala İslam'dır. 

İsmi İslam olduğu için münafık oluyor, kafirden de aşağı oluyor.

''Münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar.'' (Nisa; 145)

İslamiyet'i de isimden ibarettir. 

Bunlar gerçekten Allah'a, Kitabullah'a ve Resulullah'a inanmış değillerdir. 

Bunlar şöhret, nam ve menfaat peşindedir.

''Bunlar güya Allah'ı ve mü'minleri aldatmaya çalışırlar. 

Oysa onlar sadece kendilerini aldatırlar da bunun farkında değillerdir.'' (Bakara; 9)

Bunlar doğru yola dönecek de değillerdir.

''Onları doğru yola çağıracak olursanız size uymazlar. 

Onları çağırsanız da, sussanız da sizin için birdir.'' (A'raf; 193)

Bunların hepsi biliniyor.