Balıkesir Gönen ilçesinin Bağrından çıkmış, 

Allah, ve Peygamber dostu, ilim, gönül, 

dava ve çile adamı...

1914 yılında Gönen'in Bayramıç köyünde doğan hoca efendi, 16 yaşında iken Gönenli Mehmet Efendi'den hafızlık eğitimi alarak, tahsil hayatını sürdüren  Mahmut Bayram Hoca, daha sonra dönemin ünlü alimi Hüsrev Hocadan Arapça, Hasan Basri Çantay'dan da Tefsir dersleri alarak tahsil hayatını tamamlar.

1951 Yılından itibaren İstanbul İmam Hatip Lisesinde Arapça Hocalığına devam eden Mahmut Bayram hocaefendi, camilerde imam, ve vaizlik 

yanında Anadoludan İstanbula ilim tahsili için gelen gençlere de; Arapça dersleri vererek, dini İslama hizmet dalında yarışırdı.

***

1958 yılında merhum Eşref Osman Ağaoğlu öndeliğinde  Çarşamba İsmail ağa, özel eğitim kolejinde öğrenci iken 1960 yılına kadar bize de  ''Emali'' ve ''Mantık'' dersleri yanında arapça desleri okuttu.

İstanbulun parlayan yıldızları gibiydiler:

Bunlar; ''Mahmut Bayram, Abdülhalim Akkul, İbrahim Subaşı, Kürt Ahmet efendi, Abdullah Vanlıoğlu, İlyas Vanlıoğlu çolak Mehmet efendi, Abdürrahman Gürses ve diğer hocalarımız...

Allah hepsine rahmet eylesin. 

Ogünkü yoksullukta yırtık ceketleri ve delik ayakkabılarıyla ellerine beş kuruş geçse onu Anadoludan gelen ilim talabelerine harcarlardı. 

Onlar; şimdiki alim geçinenler gibi meydanlarda otel sahipliği veya işletmeciliği yapmıyorlardı. 

Ellerine geçen beş kuruşu mutlaka Anadoludan ilim öğrenmek için gelen gariban öğrencilere harcarlardı... Aynen merhum ve mağfur Gönenli hocaefendi gibi.. 

Allah onlara gani gani rahmet eylesin...

Onlar o zamanın suffe üniversitesinin fahri hocaları idi.

Ömrünün tamamını talebe yetiştirmeye adayan hoca efendi, emekli olduktan sonrada görevliymiş gibi hizmetlerine devam etti.

Arkasında binlerce talebesini bırakarak 1997 yılında Rabbinin çağrısına uyan hoca efendi, onbinlerce talebesi, seveniyle birlikte, Yüce Yaratana kavuştu.

Mahmut Bayram hoca efendi İslami ilimler öğreticiliğine aşıktı. 

O, talebelerine zaman zaman "Derse gelmediğimde, cenazeme gelin, çünkü gelmediysem mutlaka ölmüşümdür de, gelememişimdir." diye espiri de bulunurdu.

Mahmut Hocanın, evinden misafir eksik olmazdı. Köyünden gelen işsiz, hasta, kimsesiz ve fakir öğrencileri günlerce evinde misafir eder, onların dertlerine çare, problemlerine çözüm bulmaya çalışırdı.

Netice itibariyle, Mahmut Bayram Hocamızın ahlakı, meziyetleri ve örnek kişiliği hakkında ne söylense azdır. 

O, talebeleri tarafından; "Hocaların hocası" diye tarif edilen şahsına munhasır müstesna bir şahsiyet idi.

O, hocalığı aşk dercesinde benimsemiş, kendini insan yetiştirmeye adamış, yaşanan fetret döneminde bir kimseye bir kelime öğretmeyi hizmet addetmiş ve ilerlemiş yaşına rağmen gün doğumundan batımına İstanbulu semt semt hizmet aşkıyla taramış bir büyük insan ve alimdi...

Hocamı ve diğer hocalarımı rahmetle anıyor, Allah rahmetiyle şereflendirsin, inşaallah dünyadaki rıza-i bari çalışmalarının mükafatına erenlerden biridir.

Biz onlardan razı olduk, Allahta kendilerinden razı olsun...