Selçuklu döneminin ünlü alim ve devlet adamlarımdandır. 

Aslen Horasanlı veya Deylemli olduğu rivayet edilir. İbn-i Bibi Deylemli olduğunu belirtir. 

Ailesiyle birlikte Moğol istilasından kaçarak, 

Konya'ya gelmiştir. 

Muhammed adında bir zatın oğlu, Selçuklu Devlet adamlarından Müineddin Süleyman Pervane'nin de babasıdır.

Alaeddin Keykubat zamanında zekası, 

kabiliyeti ve çalışkanlığı ile döneminin maliye nazırı, Sadeddin Ebubekir Müstevfi'nin dikkatini çekmiştir. Sadeddin Ebubekir, bu kabiliyetli genci himayesine alarak günde bir akçe maaş tahsis etmiş ve ona Konya medreselerinde okuma imkânı sağlamıştır. Saadeddin Ebubekir Müstevfi, 

kendisini mükemmel şekilde yetiştiren bu genci önce evlat edinmiş, sonra da kızı ile evlendirmiştir.

Devlet hizmetine de giren Mühezzibüddin Ali, Sadeddin Köpek'in katledilmesini müteakip vezirlik makamına yükseltildi. 

14 Muharrem 1243 Cuma günü yaşanan Kösedağ bozgunundan sonra, Amasya'ya çekilen Mühezzibüddin Ali, Bayçu'nun Anadolu'dan ayrıldığını duyunca Amasya kadısı ile Moğolların peşine düştü. 

Ve Erzurum'da Bayçu'ya ulaştı. 

Mogan'da Moğollarla sulh görüşmelerini gerçekleştiren Mühezzibüddin Ali, aşırı tavizler vermeden, onları ikna ederek, 

güçlü bir devlet adamı olduğunu ispat etti. Ordugahında Bayçu'ya kıymetli hediyeler sunduktan sonra, Kösedağ muharebesinin bir muhasebesini yaptı, Selçuklu ordusundan çok Moğolların kayıp verdiğini, yüz bin Selçuklu askerinin ülkenin muhtelif yerlerinde toparlandığını anlatmış ve;

''Anadolu'da Selçuklu sultanlarından başka kimse nizamı kuramaz; vilayetlerin halkı da, 

gönül rızasıyla, onlardan başkasına itaat etmez; yabancı bir hükümdar da halkın rızasına dayanmadan bu memleketi idare edemez. 

Bu sebeple ve eski cihangir padişahların fikirlerine göre sulh teklifinde bulunanların talebini kabul etmelisiniz,'' diyebilmiştir. 

(Turan, s.444)

Bundan sonra ödenecek vergiler üzerinde mutabakata varılmış ve Mühezzibüddin Ali, 

sultanın yanına döndüğünde gösterdiği sulh başarısından dolayı takdir edilerek ödüllendirilmiş, birçok armağanlar yanında bazı iktalar da verilmiştir. Mühezzibüddin Ali, yeniden vezirlik makamına getirilmiştir. 

Alınan bu netice Konya'da büyük sevince vesile olmuştur.

Mühezzibüddin Ali, devletin ayakta kalabilmesi için, pek çok meşakkatlere katlanmış,bu yüzden zayıf düşmüş ve daha sonraki Moğollarla yapılan müzakerelere katılamamıştır.

Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev sulh müzakereleri için Moğollara Şemseddin İsfahani'nin, başkanlığında Amasya kadısı Fahreddin ile tercüman Mecdüddin Muhammed'i görevlendirdi. 

Mühezzibüddin Ali'den sonra, Batı Han'la devam eden bu sulh görüşmeleri de başarı ile neticelendi. 

Sultan, sulh heyetini Akşehir'de karşıladı. 

Konya'ya dönerken Mühezzibüddin Ali Ilgın'da hastalanarak vefat etti. 

Devlet harcamalarını asgariye indiren ve büyük tasarrufar sağlayan Mühezzibüddin Ali, 

Selçuklu vezirlerinin en dindar, ahlaklı ve en fedakarlarından birisi olarak kabul edilmiştir. 

Oğlu Pervane'den daha faziletli olduğunda ittifak edilir.

Selçuklu döneminin en karışık günlerinde görev yapan bu devlet adamının 1244-1245 yıllarında vefat ettiği tahmin edilmektedir.

Kaynak;

Doğuştan Günümüze Kadar İslam Tarihi İst.