Ashab-ı kiramdan meşhûr şâir.
Ensârdandır. Künyesi, Ebû Velîd’dir.
Ebû Abdurrahmân ve Ebû Hüsâm da denilmiştir. Lakabı, Şâir-i Resûlullahdır.
Soyu, Benî Neccâr kabilesinden Hazrec kabilesine, bunlardan da Kahtan kabilesine ulaşır ki, aslı Yemen’den gelmektedir. Annesi Füri’ate binti Hâlid de Hazrec kabilesindendir.
Doğum târihi bilinmemektedir.
Kendisinden nakledildiğine göre, Peygamberimizden 7 veya 8 sene önce doğmuştur. 682 senesinde 120 yaşında Medine-i Münevvere’de vefât etti.
Hassan bin Sabit, müslüman olmadan önce de meşhûr şairlerden olup, Şam ve civarında hüküm sürmekte olan Gâssâni hükümdârları sarayına mensûbtu. Şiirleri ile bu devletin ileri gelenlerini medhederdi. Peygamberimizin geleceğini daha önceden yahûdi âlimlerinden işitmişti.
Kendisi şöyle anlatmıştır:
‘’Ben 7-8 yaşlarında aklı eren bir çocuktum. Bir defasında meşhûr yahûdi âlimlerinden biri Medine’de yüksek bir yere çıkıp, ey yahûdiler diye bağırarak yahûdilerin toplanmasını istedi.
Yahudiler toplanınca, ne var ne diyorsun’’ dediler. Yahûdi âlim toplananlara; Bu gece Ahmed’in âhir zaman peygamberinin yıldızı doğdu, diye bağırarak haber vermişti.
Hz.Muhammed peygamberliğini açıklayıp, İslâm dînine davete başlaması ile Hazrec kabilesi de İslâmiyetle şereflenmişti.
Bu sırada Medine’ye gelmiş bulunan Hassan bin Sabit de müslüman olmuştu. Müslüman olduğunda 60 yaşında bulunuyordu.
Hassan bin Sabit müslüman olduktan sonra Peygamberimizin yanından ayrılmadı. Peygamber efendimizi medheden çok şiir söyledi. İbn-i Abbas, Onun Peygamberimizin yaptığı savaşlara katıldığını rivâyet etmiştir. Hassan bin Sabit Peygamber efendimizin vefâtında çok üzülüp, bu üzüntülerini bildiren uzun mersiyeler yazmıştır. Hazreti Ömer’in halifeliği sırasında gözleri görmez oldu. Daha sonra Muâviye’nin halifeliği sırasında vefât etti.
Şiirinde Resûlullahı medhi husûsunda diyor ki:
‘’Sizden iyisini gözlerim görmedi asla. Sizden güzelini doğurmadı hiç bir ana.
Her ayıp ve kusurdan pak yaratıldınız.
Sanki dilediğiniz gibi yaratıldınız.’’