Gazete manşetlerinde tüyler ürpetici haber...Hukuk fakültesi ikinci sınıf öğrencisi bir kız, Tıp Fakültesinde Prof. Dr. olarak görev yapan annesini yatakta yatarken boğazını keserek öldürüyor ve hiç bir şey olmamış gibi makyajını da yapabiliyor.

Anasını keserek öldüren kız, bir hukuk öğrencisi. Öldürülen anne ise; bir Prof. Dr. Ve Ankara Tıp Fakültesi Dekan yardımcısı. İki tarafta son derece kültürlü ve varlıklı aile. Daha bunlar, bizim gazete manşetlerinde okuduklarımız. Bunun gibi yüzlerce evlat anasını ve babasını keserek veya kurşunlayarak ölümüne sebep oluyor.

Annaye kıyılırmı...?

9 ay, onu karnında taşıyor ve son derece çilelerle dünya'ya getiriyor. Gece ve gündüz uykularını heder ederek, çocuğunun bir an önce büyümesini sağlayan ve ona gözü gibi bakan bir anne...O, evlat; yatağında istirahat eden yorgun bir annesinin boğazını hemde keserek öldürebiliyor. Bu olsa olsa bir kıyamet alametidir. Bir evlat için en büyük yar annedir.

Bir gün Hz. Aişe validemize iki kızı ile gelen bir anneye, validemiz, üç tane kuru hurma takdim ediyor. Kadın aldığı hurmaların birer tanesini çocuklarına veriyor ve geri kalan bir hurmayıda ikiye taksim ederek, yine iki çocuğuna eşit bir şekilde veriyor. Bu haberi duyan Peygamberimiz; "Bu annenin bu davranışı sebebiyle cennete girdi"dediğini rivayet etmiştir.

Her birimiz güçsüz ve aciz bir konumda iken, Rabbimizin lütfuyla, anne-babamızın, sevgi, şefkat, merhamet dolu kucağında hayata başlarız. Evlatlarına anlatılamayacak bir zevkle kol kanat gererler. Öyle ki onlar, yemez yedirirler; giymez giydirirler; ağlatmaz, ağlarlar. Doğruyu, yanlışı, şefkati, merhameti, sevgiyi, fedakarlığı ve daha nice insanî erdemleri öncelikle onlardan öğreniriz. Onun içindir ki, Kur'an-ı Kerim'de Allah, kendisine gönül veren müminlere şöyle buyuruyor: "Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, ana-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara "öf" bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle."(İsra,17-23)

Bir müslümanın, anne ve babasına, eziyet, kötülük şöyle dursun onlara iyilikte bulunması, saygılı davranması, onlara şefkat ve merhamet yüklü sözcüklerle güzel bir şekilde hitap etmesi gerektiği bildirilmiştir. Zira o güçsüz iken, anne-babası ona kol kanat germiş, bütün zorluk ve meşakkatlere rağmen ona hep güler yüz göstermiş, güzel söz söylemişlerdir.

Sevgili Peygamberimiz, "Allah'ın rızası, anne-babanın rızasında, Allah'ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir."(Tirmizi) buyurmak suretiyle bu hususu dile getirmiştir. Ayrica anne-babaya isyan, büyük günahlar arasinda sayilmiştir. Peygamberimiz, "büyük günahların en ağırını size haber vereyim mi? Allah'a şirk koşmak ve ana-babaya âsi olmaktır."(Buhari) buyurmuştur. Peygamberimiz, "Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve anne- babanın evladına duası." buyurmuştur(İbn.Mace)

Önce maneviyat...

Ne yazık ki, toplumumuzda ve okullarımızda maneviyat denilen bir şey kalmadı. Sevgi ve saygı bağları bitti veya bitirildi. İki düşman; "Köpek ve kedi"dostluklarını ilan ediyor ve

köpeğin kediyi dostça emzirdiği bir devirde, insanlar bu kadar bir birlerine nasıl düşmanca davranıyor...? hatta öz annesinin boğazını keserek öldürebiliyor...?

Çocuklarımızı bu hale getirenler utansınlar...!