Eğer bir gün bana sorarlarsa: "En güzel Millet, Türk milletidir.

En güzel ülke: "Türkiye Cumhuriyeti."

En müslüman millet: Türk Milleti," derim.

En demokrat ülke ve millet, Yine Türkiye ve Türk milletidir.

Gerek yazılarımızla, gerek vaaz kürsilerinde ve heryerde haksız yere bir insanın öldürülmesinin ne kadar günah olduğunu ve insanlık dışı bir vahşice muamele olduğunu anlatmaktayız.

Bu güzel vatanımızda binlerce şehit verdik. En son görevi başında, henüz çiçeği burnunda üç polis kardeşimizi de şehit verdik.

Yeni rütbesini almış bu taze kardeşlerimiz, bu vatana, millete, bayrağına hizmet etmenin şevmiyle yaşıyorlardı. Yüce Türk milletinin haysiyet ve namusunu koruyan kardeşlerimiz.

Evet, niçin neden öldürülüyorlar...? Kimin intikamını alıyorlar...? Bu insanlar masum, bu insanlar, görevinin başında birşeyden habersiz.

Cinayet; "Bir terim olarak insanın hayatına ve vucut tamlığına karşı işlenmesi yasaklanmış fiillerdir. Cinayet, öldürme ve yaralama olmak üzere iki kısma ayrılır. Öldürme, dünya ve ahirette cezayı gerektiren bir fiildir. Dünyadaki cezası kısas, ahiretteki ise cehennem azâbıdır. Çünkü o, dünya da Allah'ın yaratmasına tecavüz, toplumun ve toplum hayatının emniyetini tehdid eden bir fiildir.

Kitabımız, Kur'an-ı Kerim'de adam öldürmenin haram olduğunu bildiren birçok ayet vardır.

"Allah'ın haram kıldığı cana, haklı bir sebep olmadıkça kıymayın. Kim mazlum olarak öldürülürse biz onun velisine (mirasçısına hakkını isteme konusunda) bir yetki vermişizdir. O da öldürmede aşırı gitmesin. Çünkü o, zaten yardıma mazhar kılınmıştır." (İsrâ, 17/33)

Kur'an'da Katil için kısas cezası şu ayetle sabittir:

"Ey iman edenler, öldürenler hakkında size kısas "misilleme" yazıldı. Hür hür ile; köle köle ile; dişi dişi ile kısas edilir. Fakat öldürenin lehinde, öldürülenin kardeşi "velisi" tarafından cüz'î bir şey af olunursa kısas düşer. Artık örfe uyarak, maktulün velisine güzellikle ödemede bulunmak gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve esirgemedir. O halde kim bu aftan ve diyetin edâsından sonra, katile veya yakınlarına karşı tecavüzde bulunursa, onun için pek acıklı bir azap vardır. Ey akıl sahipleri kısasta sizin için bir hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız. " (Bakara, 2/178-179)

Kısas hükmü, geçmiş semâvî dinlerde de yer almıştır:

"Biz onda "Tevrat'ta" onların üzerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş karşılıktır. Sonuç olarak yaralar birbirine kısastır. Fakat kim bu hakkını bağışlarsa, o kendisine keffârettir. Kim Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse onlar zalimlerin ta kendileridir." (Mâide, 5/45)

Kur'an-ı Kerim, bir mümini imanından dolayıı kasden öldüren katil için bir ceza daha bildirir:

"Kim bir mümini imanından dolayı kasden öldürürse, cezası içinde ebedî kalıcı olmak üzere cehennemdir. Allah ona gazabetmiş ve lânet etmiştir. Ve ona büyük bir azap hazırlamıştır. " (Nisâ, 4/93)

Katlin ve intiharın haramlığı konusunda çeşitli hadisler nakledilmiştir: "Bir müminin öldürülmesi, Allah katında, dünyanın sona ermesinden daha büyük bir olaydır."

"Şüphesiz, sizin kanlarınız ve mallarınız; bu gününüzün, bu ayınızın ve bu beldenizin haram olduğu gibi birbirinize haramdır." (Buhâri)

"Yedi helâk edici şeyden sakınınız. Bir tanesi de haklı durumlar müstesna Allah'ın haram kıldığı cana kıymaktır. " (Buhârî ve Müslim).

Kasden öldürmenin cezasını hadis tesbit etmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Kasden öldürmede kısas vardır. Ancak, maktulün velisinin affetmesi halinde durum değişmektedir."

Kanının dökülmesi caiz olmayan masum kimsenin öldürülmesi haramdır.

Bir masumu öldürmek, bütün insanları öldürmek gibidir

"Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur" (Maide Sûresi:32)

Bu caniler, elbet bir gün yaptıklarının cezasını çekeceklerdir. Türk Polisi, sabırlı ve azimlidir.

Bende buradan; şehit olan kardeşlerime Allah'tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifa ve şehit ailelirimize başsağlığı diliyorum.