Mantıki temeli olmayan telakki ve uygulamaları, 

din adına ileri sürülüp benimsenen batıl inanç ve davranışları ifade eden bir terimdir.

Sözlükte; ''bunamak'' anlamına gelen haref kökünden türemiş bir isim olan hurafe kelimesi, ''akla ve gerçeğe aykırı düşen aldatıcı söz'' demektir. 

Masal, efsane ve genel olarak gerçek dışı olduğu kabul edildiği halde hoşa giden nakil ve rivayetlere de hurafe denilmiştir. 

(İbnü'l-Esir,en-Nihaye).

 

DİNLER TARİHİ:

Hurafe mantıki tabanı olmayan, gerçek hayatla ilişkisi bulunmayan inanç ve uygulamalar, iyilik veya kötülük getirebileceğine inanılan kuvvetler için kullanılır. Genellikle sihir, büyü ve bunların ürünü olan objelerle alakalı inançlar da hurafe terimiyle ifade edilir. 

Geleneksel olarak hakim dinler tarafından kendilerinden önceki daha az karmaşık ve genel kabul görmemiş inanç ve davranışlar için kullanılan hurafe, bu özelliğiyle izafi bir tabir olup objektif anlamda kullanılması çok zordur. 

Belirli bir kültürün asıl dinine muhalefet eden inanç ve uygulamalar için kullanılan hurafe kavramının modern tanımı analitik olmaktan ziyade tasviri ve küçük görücüdür; onun kendine has manası farklı dönemler ve ortamlara göre değişebilir.

Henüz kurumsallaşmamış halk inançlarından oluşan iptidai toplulukların dinlerinde hurafe kavramının varlığı düşünülemez. 

Hurafe kavramı, değer koyan bir ifade olarak ancak medeniyetin ilerleyişi sonucunda inanç biçimlerinin farklılaşması ile birlikte ortaya çıkmış olmalıdır. 

Bugün Batı dillerinde hurafe karşılığında kullanılan superstitionun aslı olan Latince kaynaklı superstitio kelimesinin ''eski halk inançlarının yeni hakim dini anlayışın içinde varlıklarını sürdürmesi'' şeklindeki anlamı da terimin baştan beri olumsuz anlamda, 

yani ''sihir'' ve ''kötü din'' manasında kullanıldığına işaret eder. 

Cehaletin bu türü genel olarak normal halk ile ''vulgus'' ve kırsal kesimle ''pagus'' irtibatlandırılmış, dolayısıyla hurafeye dahil edilen davranışlar Roma toplumunun eğitim görmemiş alt sınıflarına hasredilerek bir sosyal tabanla açıklanmaya çalışılmıştır. 

İmparatorluk genişledikçe kavram Romalılar'ın tasvip etmediği yabancı inançlar, mesela Mısır'daki İsis kültü ve daha sonraları bir yahudi mezhebi sayılan Hıristiyanlık için de kullanılmaya başlanmıştır.

Yahudilik'te çoğu sihirle ilişkili olup hurafe olarak nitelendirilebilecek uygulamalar hayli erken dönemlere kadar uzanırsa da örneklerin çoğu ancak Ortaçağ'daki dokümanlarda belgelenebilmiştir. 

İbranice'de hurafeyi de içine alacak şekilde kullanılan ibare ''putperestlerin yolu'' anlamında darkhei emoridir. 

Kabalistik çevrelerde çok yaygın olan ve hatta meşru görülen hurafe türünden inançlar Halakacı ve Karai çevrelerde tamamen reddedilmese de kabul görmemiştir. 

Yahudilik'te en eski hurafelerden biri nazardır. İbranice'de bu inanç; ''ayin hara'' ''şerrin gözü'' şeklinde geçer. 

Bu inanca göre önemli şahsiyetler, güzel kadınlar ve yeni doğan bebekler kötü insanların nazarına maruz kalmaya en elverişli tiplerdir. 

Nazardan korunmak için değişik yollar vardır. Bunların en klasiği özellikle Doğu Avrupa yahudileri arasında gelişen, metalden yapılmış, 

üzerinde dualar yazılı el şeklindeki muskalardır. Aşkenaz yahudileri her duada ''Keyn agen hore'' ''Kötü göz yok olsun'' diyerek, nazara karşı önlem alırlar. 

İkinci yaygın hurafe el falına bakarak insanın geleceğini okumadır. 

İlk defa Merkebe mistisizminde ortaya çıkan bu gelenek Hakkarat Panim Le Rabbi Yishma'el, 

Re'iyyat ha Yadayim Le Ehad me Hakhmei Hodu adlı eserlerde ve Zohar'da işlenir. 

Buna göre herkesin elinde doğuştan getirdiği ve hayatının tamamını gösteren çizgiler mevcut olup bu konuda uzman olan kişi herkesin geleceğini önceden bilme yeteneğine sahiptir. 

Yahudilik'teki hurafe türünden inançların büyük bir bölümü çocuk doğurma ile ilgilidir. 

Çocuğun erkek olması için anne hamilelik sırasında her cuma bir erkek adı telaffuz eder. 

Doğumun kolay olması için evin kapısı açık bırakılır; 

doğum sancısı zor olan kadının eline sinagogun anahtarı tutuşturulur; 

dişi cin Lilit'ten korunmak için kadının yatağının altına muska konur. 

Doğum odasına sarmısak koymak, duvara açık el tasviri çizmek gibi başka hurafî uygulamalar da vardır. 

Tevrat'ın yere düşmesi felakete, köpeğin uluması ölüme, ayın tutulması belaya işarettir. 

Kaynak; Diyanet İslam Ansiklopedisi.