Türkmenler Irak'a büyük topluluklar halinde Horasan'a vali olarak gelen "Übeydullah bin Ziyat" döneminde hicret etmişlerdir. Türkmenler, Araplarla karışıp Kuran-ı Kerim'in dili olan Arapça'yı öğrenmişlerdir.

Irak'a Türkmen hicreti, askeri nedenlerden dolayı devam etmiştir. Irak'ta yerleşen Türmenler, ticaret, sanayi, ziraat ve siyaset gibi değişik işlerde çalışmışlardır. Emanet ehli ve dürüst olan Türkmenler, Emevi Devleti'nin ilgisini çekip büyük bir kısmı orduda önemli görevlere gelmiştir.

Bu sayede de Türkmenler, Emevi Dönemi'nden zamanımıza kadar Irak ve Arap tarihinde önemli bir rol almıştır. Türkmenler birbirini takip eden dalgalar halinde Irak'a girip Abbasilerin çatısı altında Araplarla kaynaşmışlardır. Hicri 145 yılında Halife Ebu Cafer El-Mansur, Bağdat şehrini kurup devletine başkent olarak tanıdıktan sonra, Türkmenlere de özel konut yerleri tahsis etmiştir.

Osmanlı fetihlerinden asırlar önce de Irak'ta önemli bir Türkmen varlığı bulunduğunu öğrenmekteyiz. Bölgenin Osmanlı idaresine girmesinden sonra ise, Türkmen nüfusu ve etkinliği daha da artmıştır. Osmanlı seferi ile çok sayıda Oğuz Türk'ü Irak'a girmiş ve yerleşmiştir. 1638 yılında IV. Murat Han'ın Bağdat seferi ardından kent, Emevi idaresinden çıkarılmış ve Osmanlı'ya sadık olan Türkmenler buraya yerleştirilmiştir.

Yeni gelen Türkler ve eskiden burada olan Türklerle aynı yerde yerleşip kaynaşmışlar ve böylece Irak'ta tek bir Türkmen grubu oluşmuştur.

Türkmenlerin ozaman bölgedeki Araplar ve Kürtlerle olan ilişkileri de dostane ve barışçıl olmuştur. Hepsi de ortak bir Müslüman kimliğinde birleşmigşlerdir. Osmanlı yönetiminde geçen asırlar boyunca barış ve huzur içinde yaşamıştır.

Bölgedeki huzursuzluklar, çatışmalar ve baskılar ise, Osmanlı yönetiminin yıkılmasının ardından başlamıştır.

Irak'ta Türkmenlerin Durumu

Osmanlı'nın Musul vilayetinin İngiltere tarafından haksız bir biçimde Türkiye'den alınması, Türkmenlerin Anadolu'dan kopmalarıyla sonuçlanmıştır. Bunun sonucunda daha fazla Arap milliyetçiliği temelinde tanımlanan bir ülkede azınlık durumuna düşürülmüşlerdir.

Türkmenler, Kerkük'te nüfus açısından önemli bir paya sahiptir.

Türkmenlere karşı Irak hükumetlerinin de tavrı zaman içinde değişikliğe uğramış ve istikrarsız bir seyir izlemiştir. 1925'te ilan edilen anayasada hiçbir etnik gruptan söz edilmediği gibi Türkmenlerden de söz edilmemiştir. Ancak 1932'de Irak devletinin İngiliz mandasından çıkarak bağımsızlığını kazandığı günlerde Irak'ın Milletler Cemiyeti'ne verdiği beyannamede; "Irak Türkmenlerinin haklarının korunacağı, varlıklarının tanınacağı, kendi dillerinde eğitim yapmalarına izin verileceği, Türk dilinin Türk bölgelerinde resmi dil olmasının ötesinde, bu bölgelerde görev yapacak memurların mümkün olduğunca Türk kökenli olacağı konularında güvenceler verilmiştir." Çeşitli değişiklikler geçiren bu anayasa, krallık rejiminin yıkılması ve cumhuriyetin kurulması ile yerini 1958 Anayasası'na bırakmıştır. Yeni anayasa Irak'ı bir yandan Arap anavatanının bir parçası, diğer yandan ise Arapların ve Kürtlerin vatanı olarak gösterirken anayasada Türkmenlerden asla söz edilmemiştir.

Bölgede ki huzursuzluklar, çatışmalar ve baskılar ise, Osmanlı yönetiminin yıkılmasının ardından başlamıştır.

Irak'ta 1925 yılında çıkan ilk anayasa Kürtçe, Arapça ve Türkçe olarak basıldığı halde,1950 yılında hükümet, okullarda Türkçe dilinin kullanılmasını kısıltlamaya başlamıştır. Daha sonra 24 Ocak 1970 tarihinde resmi bir kanunla ilkokulda Türkçe eğitim yapma kararı aldıktan bir yıl sonra aynı hükümet, aynı kararı yok sayıp okulları kapatarak Türkçe ile eğitimi yasaklamıştır.

Türkmenlerin en kötü dönemi ise, Baas yönetimidir. Saddam Hüseyin'in kanlı rejimi ile Türkmenler büyük baskılara maruz kalmış, bazı liderler tutuklanıp suni yargılarla hapise atılmış ve işkençe altına alınmışlardır. Irak hükümetleri devamlı olarak Türkmen nüfusunu yok saymışlardır. Şimdiye kadar Türkmen nüfusunu tespit eden tarafsız bir sayım yapılmamıştır. Ama Irak Hükümetleri her türlü yolu deneyerek Türmen varlığını saklamaya çalışmıştır.

Irak Türkmenleri sadakatli ve azimlidirler....

Irak Türkmenleri ne Türklüğüne ne vatanına nede Irkına asla ihanette bulunmamış nezif bir millettir. Hastalandığı zaman YüceTürk Milletinin bayrağında şifasını arayan bir toplumdur.

Irak Türkmenleri, atalarına bağlı ve kültüründen asla taviz vermemişlerdir.

Ya biz...!

Onlara ne verebildik...!