Üçüncü Mustafa, orta boylu iri gözlü, yassı burunlu ve siyah sakallı idi. 

Heybetli ve kuvvetli bir vücuda sahipti. 

Çok iyi bir tahsil yaptı. 

Çok çalışkan ve cömert bir insandı. 

Bilhassa şiirde büyük kabiliyeti vardı. 

''Cihangir'' mahlasiyla yazdığı şiirler pek maruftur. Meşhur şiirlerinden birisi şudur;

''Yıkılıpdur bu cihan sanmaki bizde düzele,

Devlet-i çerh-i deni verdi kamu müptezele.

Şimdi ebvab-ı saadetle gezen hep hezele,

İşimiz kaldı heman merhamet-i Lem Yezel'e.''

Astronomi ile mesgul oldu. 

İslam ve Osmanlı tarihlerini gayet geniş olarak tetkik etti.

Memleketine en büyük felaketin Rusya'dan gelecegini çok iyi bildiĞinden, müdafaa için geceli gündüzlü çalışarak, her türlü hazırlığı yaptı. Muharebelerde sarfedilmek üzere iç ve dış hazineyi altın ile doldurmuştu.

Tahta çıktığında 40 yaşında idi. 

Devletin büyük bir Islahata ihtiyaci oldugunu Çok iyi bilen ve bu hususta mühim hamleler yapan bir hükümdardı. 

Süveyş Kanalı'nı bile açtırmayı düşünüyordu. 

Fakat iş başına getirecek kıymetli kimseleri bulamamanın üzüntüsü içindeydi.

1766 senesinde olan zelzelede yıkılan Fatih ve Eyyüb Sultan Camilerini ve bütün İstanbul'u adeta yeniden imar etmiştir. 

Kara ve Deniz Mühendishaneleri onun zamanında kurulmustur. 

1764-1768'de Rusya ile savaş başladi ve 1774 senesinde bitti. 

Savaş neticesinde Kaynarca Anlaşması yapıldı. Büyük ve önemli ölçüde toprak kaybı oldu. Devletin esas gerileme devri de bundan sonra başladı. 

Rus savaşında üzüntüsünden hastalanmış ve vefat etmiştir. 

Vefatında 57 yaşına yaklaşıyordu. 

Allah rahmet eylesin.

Laleli Camii 4 sene içinde bu devirde inşa edildi. 

Şeyh Abdullah Kaşkari bu devirde vefat etmiştir ve Eyüp'de medfundur.

Kaynak: Osmanlı tarihi.

***

KUTSAL SU İNANCI:

Osmanlı tahtına 1757'de çıkan Üçüncü Mustafa, 

29 Mart 1758'de, annesi Mihrişah Emine Sultan ile ağabeyi Şehzade Süleyman'ın hatırasına Üsküdar'da bir cami inşa ettirmeye başladı. 

Salacak sırtlarında Ayazma Sarayı'nın bulunduğu yere yaptırılan cami, 1761 Ocak'ında bitirildi. 

Giriş kapısındaki tarih manzumesi dönemin sadrazamı ve Osmanlı edebiyat tarihinin de önemli isimlerinden olan Ragıb Mehmet Paşa'ya, kitabe ise, dönemin şeyhülislamı ve büyük hattatı Veliyüddin Efendi'ye aitti. 

Herşey güzel gitmiş, inşaat başarıyla tamamlanmıştı ama cami, yaptıran padişahın adı ile değil, yaptırıldığı yerde bulunan ve Ortodokslar tarafından kutsal sayılan sudan dolayı; ''Ayazma'' adıyla anıldı.

Geçmişimize baktığımızda, gerek Avrupalıların ve özelliklede Moskof Rusyanın Türk Milletine düşmanlığı yeni değil, asırlar öncesinde bile devam etmiştir.

Osmanlı Sultanları, adaletten, merhametten,

taviz vermemiş, devamlı bir şekilde hakkı savunmuşlardır. 

Türk milleti zalime karşı devamlı mazlumların yanında olmuşlardır.

III. Mehmed:

III. Murad'ın oğlu Sultan III. Mehmed 1566-1603'de şair olup, Adni mahlasıyla şiirler yazmıştır. 

Onun şiirlerinde de babasının şiirlerindeki tasavvufi birikimi görmek mümkündür. 

Osmanlı padişahlarının çoğu şiirle ilgilenmiş,birçok şiir yazmıştır.Bunlar genellikle farklı mahlalardadır.

III. Mehmet'te "Adli" mahlasında şiir yazmıştır.III. Mehmet'in yazdığı bir şiir:

"Yokdurur zulme rızamız, adle biz mailleriz

Gözleriz Hakk'ın rızasını emrine kailleriz

Arifiz, ayine-i alem-nümadır gönlümüz.

Rüzgarın cümbüşünden sanmayın gafilleriz

Puse-i aşk içre Adli kaal ezelden kalbimiz,

Gıll-ü gışdan haliyiz, alemde safi dilleriz"

Şiirindende anlaşıldığı gibi, Devamlı bir şekilde Hakkın rızasından sapmamışlardır.